36 yaşındaki Heidi Klum, dört çocuk sahibi olmasına rağmen formundan ödün vermemesiyle meraklı bakışları üzerine çekmeye devam ediyor. Dördüncü çocuğunu dünyaya getirdikten kısa bir süre sonra Victoria’s Secret için defileye çıkan Klum, eski formuna hemen kavuşmasını genlerine bağlıyor. DERLEYEN: ŞAMDAN Heidi Klum, kocası ünlü şarkıcı Seal ile nasıl tanıştığına ve nasıl evlenme teklifi aldığına kadar hayatıyla ilgili bütün özel sırları bütün açık sözlülüğü ile anlattı. İşte Heidi Klum’un özel hayatıyla ilgili çok özel açıklamaları... DERLEYEN: ŞAMDAN - 90’lı yıllar çok zayıf Twiggy modeli kadınların yılıydı ama siz o yıllarda meşhur oldunuz değil mi? Beş yıl katalog yaptım. Daha sonra seksi mayo çekimleri, ardından da Victoria’s Secret anlaşması geldi ve birden Amerika’da herkesçe tanınan bir isim haline geldim. - Modelliğe nasıl başladınız? Modellik yolculuğum 1992 yılında, doğduğum yer olan Almanya’da bir arkadaşımın beni modellik yarışmasına sokmasıyla başladı. Aslında başta amacımız sadece eğlenmekti. Kendisi benim birkaç komik fotoğrafımı çekti, ben de onları yolladım ve kazandım. - Çocukluğunuz nerede, nasıl geçti? Ailemin hala yaşamakta olduğu Köln’ün dışında bir kasabada çok mutlu bir çocukluk geçirdim. O zamanlarda annem Erna kuaförlük yapıyormuş fakat ben doğduğumda işi bırakmak zorunda kalmış. Babam Gunter ise kozmetik firmasında çalışıyordu. Geleneksel bir aile yapımız vardı bu yüzden çok doğal şartlarda yetiştiğimi söyleyebilirim. Büyük kardeşim Michael ise şu an otobüs şoförlüğü yapıyor. Aramızda 10 yaş olmasına rağmen onunla gerçekten arkadaş gibiyiz. - Eşiniz Seal ve çocuklarınızla mutlu bir aile tablosu çiziyorsunuz. Eşinizle nasıl tanıştınız? Ben Flavio Briatore’dan hamileyken bir otelin lobisinde tanıştık. İlk karşılaştığımız andan itibaren birbirimizden çok etkilendik. Seal için hayatımda gördüğüm en heyecan verici insan diyebilirim. - Eşinizin sizin için yaptığı en romantik sürpriz nedir? Seal aslında birçok sürpriz yaptı ama benim için en unutulmazı 2004 yılında Kanada’da ettiği evlenme teklifi oldu. Kendisinin orada buzdan yapılmış bir dağ evi vardı. Bir gün beni oraya götürdü ve biz evde gül yapraklarıyla donatılmış yatağa uzanmış dururken bana evlenme teklifi etti. - Peki sonra olaylar nasıl gelişti? Seal geleneklerine oldukça bağlı bir adam. Bu nedenle de evlenmeden önce babamın iznini aldı. - Evliliğinizi bunca sene sonra bile nasıl canlı tutuyorsunuz? Biz her yıl nikahımızı tazeliyoruz. Düğünümüzde çok eğlenmiştik ve her yıl bunu tekrarlamak istedik. Şimdilerde evliliğimizin 6. yıldönümüne yaklaşıyoruz. Yine bir kutlama yapacağız. Sadece kocam, çocuklarım ve ben. Törenden sonra ise arkadaşlarımız ve ailelerimizle buluşuyoruz ardından parti başlıyor. - Aile sizin için ne demek? Hayatımdaki hiçbir şeyle duymadığım kadar gurur duyuyorum ailemle. Böylesine iyi bir eşim ve birbirinden güzel dört çocuğum olduğu için Tanrı’ya her zaman şükrediyorum. Bundan daha mutlu olamazdık diye düşünüyorum. Beyaz gelinlikli bir düğün, beyaz çitli, bol kahkaha ve hayat dolu bir ev... Tüm hayallerim gerçekleşti, bunun için çok şanslı olduğumu düşünüyorum. - Hayatınız her zaman bu kadar mükemmel değildi. Geçmişte yaşadıklarınız sizi nasıl etkiledi? Geçmişte yaşadığım bazı şeyleri talihsizlik olarak adlandırabiliriz. O dönemde ailem de en az benim kadar üzüldü, yıprandı. Seal, Flavio Briatore’dan olan çocuğumu kendi çocuğu gibi sahiplendi. Her şey geçmişte kaldı. Bu yüzden artık Briatore hakkında konuşmak anlamsız. - Kadınlar bir çocuk bile yapmaktan korkarken siz dört tane birden yaptınız. Bilinçli bir karar mıydı? Bir çocuk yaptıktan sonra etrafınıza baktığınızda çocuğunuzun yalnız olduğunu görüyorsunuz ve bir kardeşi olması gerektiğini düşünüyorsunuz. Henry doğduktan sonra tam anlamıyla böyle düşündük. Biz henüz tamamlanmadık dedik ve böylelikle Johan dünyaya geldi. Artık başka çocuk yok dedikten kısa bir süre sonra belki şanslıyızdır ve bir kızımız olabilir diye düşündük. Ve şu an iki kız ve iki oğlumuz var. - Formunuzu çok iyi koruyorsunuz. Hamilelik kilolarınızdan nasıl kurtuluyorsunuz? Beslenme konusunda özel bir şey yapmıyorum, herkes gibi ben de normal besleniyorum. Bana göre bu konu daha çok genlerle alakalı, bu yüzden çok şanslı hissediyorum kendimi. Ben kendimin kim olduğunu biliyorum ama kamera karşısına geçtiğiniz andan itibaren kılıktan kılığa girmeniz gerekiyor ve o an adeta bir hayal ürününe dönüşüyorsunuz. Bu yüzden dış görünümünüze gereken özeni göstermek zorundasınız. - Çıplak poz vermekten çekinmediniz. Bu kendinize olan güvenden mi kaynaklanıyor? Kendime güveniyorum çünkü ailemin de çıplak olduğu çok rahat bir ailede yetiştim. Ailem hala çıplak ama bu demek değil ki biz hippiyiz ve etrafta çıplak dolaşıyoruz. Örneğin - Annelik sizi nasıl değiştirdi? Annelik beni yüzde yüz değiştirdi. Hala aynı değerlere sahibim ama eskisi kadar çılgın bir hayatım yok. Örneğin, daha önce köpek balıklarıyla yüzüp fotoğraflar çektirdim. Artık buna benzer tehlikeli şeylerden uzak duruyorum. - Bazı televizyon programları yaptınız ve dizilerde küçük roller aldınız. Büyük bir projede yer almayı düşünür müsünüz? “Desperate Housewives” aslında çok küçük bir işti ama herkes bu rolü gözünde çok büyüttü. Bu yüzden bana kalırsa nazar değdi ve işim sona erdi. Bundan sonra tabi ki farklı, yeni projelerde yer almak istiyorum. - Önümüzdeki 10 yıl içinde kendinizi nerede görüyorsunuz? Açıkçası şu an kesin bir şey söylemek pek doğru olmaz, bunu zaman gösterecek. Hep birlikte göreceğiz.