22 Temmuz operasyonunda tutuklanan polislerin başvurusunu önümüzdeki günlerde görüşecek olan Anayasa Mahkemesi, geçtiğimiz günlerde sürpriz bir şekilde Sulh Ceza Hakimlikleri ile ilgili şikayetleri hızlı bir şekilde gündemine almasıyla birlikte yine tartışma konusu oldu.
"Paralel Yapı 10 yıldır Anayasa Mahkemesi'nde kadrolaşıyor, Anayasa Mahkemesi bu yapının kontrolüne girdi" diyen Anayasa Mahkemesi (AYM) eski Raportörü Yrd. Doç. Dr. Emir Kaya ile yargıdaki son gelişmeleri ve mahkemenin tartışmalı kararlarını konuştuk.
Türk yargısı önemli önemli bir virajı kazasız atlattı. HSYK seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
HSYK seçim sonuçlarını ahlaki bir boyutta değerlendiriyorum, sevindirici buluyorum: Oyunbazlık ağır bir darbe aldı. Eğer aksi olsaydı önümüzdeki dört yıl boyunca yine yoğun bir şekilde ayrımcılık, manipülasyon, dejenerasyona gömülecekti HSYK; bizler de saf yerine konmaya devam edecektik.
Yargıda Birlik Platformu'nun çoğulcu listesi bazı çevreler tarafından eleştirildi. Siz nasıl buldunuz?
Bir yargıcın "Ben muhafazakarım.", "Ben ülkücüyüm." ya da "Ben sosyal demokratım." gibi cümleler kurması, kendisini sosyal-siyasal olarak konumlandırması tek başına rahatsız edici olmamalı. Bu tür ifadelerin rahatsızlık vermesi takıntılardan kaynaklanıyor. Sonuç olarak hakim-savcılık aşırı idealize edildiği ve bu tür dışavurumlar (oto)sansürlendiği içindir ki yargı kuytulara itiliyor, tenakuzlara boğuluyor. Herhangi bir gerçek dürüstçe ortaya konabiliyorsa bu öncelikle takdir edilmeli. Sonra o gerçeğin adalete tesiri incelenir ki asıl mesele de budur. Bekleyelim, adil olacaklar mı, olmayacaklar mı, görelim. Yakın zamanın en sistematik hukuksuzlukları; kendilerine hizmet erleri, şefkat kahramanları gibi sıfatları yakıştıranlarca yapıldı. Dolayısıyla etiketlerin, söylemlerin, propagandaların hiçbir hukuki önemi yok. Önceki HSYK'nın adil olamadığını kesin olarak biliyoruz; şimdikini bilmiyoruz. Bize tek gereken, icraat temelinde hakikat ve adalet analizi yapmaktır.
Yeni HSYK ile sizce yargıda neler değişecek?
Maddi-manevi kalkınmış her toplumun başlıca özelliği, dürüstlüğü avantajlı kılabilmesidir. Bu açıdan bakarsak, bazı şeyler değişti bile; örneğin, kamuflaj tutumu bıkkınlık verdi ve inişe geçti. Öte yandan daha pek çok şey değişmek zorunda çünkü yargı hemen her konuda dökülüyor. En temelde hukuka, yargıya, devlete, topluma, insana dair köhnemiş algılar gözden geçirilmeli. Bu yapılmadıkça köklü bir iyileşme olmayacaktır. Birçok mesleki kodlama sorunlu, sorgulanmalı. Demokrasi kültürü zayıf, güçlenmeli. Şeffaflık yok, sağlanmalı. Liyakat kriterleri belli değil, oluşturulmalı. Bu değişimleri, yeni HSYK'nın çoğulcu yapısının doğal olarak gerçekleştireceğini ümit ediyorum. Ortak hassasiyetlerde buluşan üyeler, sağlıklı bir müzakere ortamı kuracaktır.