HSYK 2. Dairesi, önceki gün savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara, Muammer Akkaş, Mehmet Yüzgeç ile hâkim Süleyman Karaçöl'ün meslekten ihracına karar verdi. Paralel çevreler ve destekçileri ise hemen harekete geçip ihraç kararlarının hukuksuz olduğu, bu hâkim ve savcıların mağdur edildiği yalanını pompalamaya başladı. Ancak bu tavır, Paralel hâkim ve savcıların hukuksuz uygulamaları nedeniyle mağdur olanları isyan ettirdi. Ergenekon sanığı emekli Albay Ziya İlker Göktaş, "Geç fakat yerinde bir karar. Bu kişilen cumhuriyet savcısı unvanını kirletiyordu" değerlendirmesini yaptı. Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk gibi davalarda suçsuz yere cezaevinde yatan diğer mağdurlardan bazıları da şu çarpıcı yorumlarda bulundu:
'YAPTIKLARININ CEZASINI ÇEKSİNLER'
Eski Hava Kuvvetleri Başsavcısı emekli Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok : Karargâh Evleri soruşturmasını yürütürken Zekeriya Öz, yasa gereği komutana verdiğimiz bilgi notunu, terör örgütüne yardım sayarak beni tutuklamaya sevk etmişti. Resmi belgeyi terör örgütüne yardım sayacak kadar gözü dönmüştü o zamanlar. Bu hâkim ve savcıların hukukla ilgisi yok. Hukukçu değiller, Gülen örgütünün talimatları doğrultusunda hareket ettiler. Ülkedeki hukuk sistemine güveni yüzde 10'lara kadar indirdiler. Bunların yaptığı hukuksuzlukları anlatmakla bitmez. Bunlara hâkim, savcı diyenin dili şişer. Ben bu hâkim - savcı görünümlü militanların verdiği kararlarla 10 yıl hapis cezasına mahkûm edildim. 5 kez tutuklandım, 5 yıl hapis yattım, yüzlerce yıl hapis cezası istemiyle yargılandım. İki kez TSK'dan atıldım. Savcılık veya hâkimlikten çıkarılmaları kararını yeterli bulmuyorum. Yaptıkları hukuksuzlukların cezasını da çekmeliler.
'BUNLAR KATİL ZANLISI'
Cezaevindeyken oğlunu trafik kazasında kaybeden Ergenekon sanığı emekli Yarbay Mustafa Dönmez: Bunlar katil zanlısı... Birçok insanı cezaevlerinde öldürdüler. Oğlum da Fethullahçı polislerce tehdit ediliyordu. "Seni de baban gibi içeri tıkarız, 5 gram esrara bakar" diyorlardı. Sonra bir gün "Bir kazada öldü" dediler... Bunlar çıkar amaçlı suç örgütü. Elimde Paralel örgütün hâkim ve savcılarının işledikleri suçlarla ilgili bir tomar belge var. Cumhuriyet savcıları, suç uydurur, yalan söyler mi? Bu kişiler değil savcı insan olma vasıflarını bile yitirmişler.
'ONURUMU YERLE BİR ETTİLER'
Yayınevi sahibi Ali Özoğlu: O savcılar, Ergenekon soruşturması kapsamında, bir sabah saat 05.30 sıralarında 30 polis ve 4 kamera ile evimi bastırdı. Polisler direkt yatak odamıza daldı. Kızımın ve eşimin iç çamaşırlarını tek tek havaya kaldırarak 'Bu temiz, bir şey yok' diye yere attılar. Eşimin gözlerine bakamadım. Bir baba olarak onurumu kırdılar, yerle bir ettiler. Bunu yapan Gülenci polislerle ilgili suç duyurusunda bulunduğumda ise hepsini "takipsizlik" kararı verip kapattılar. Yüzlerce delille birlikte açılan davalardan birini bile kazanamadık.
