Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut, TRT Haber TV'de Hasan Kurtulmuş'un sunduğu Derin Analiz programında, Türkiye'nin DAEŞ ve PKK'ya yönelik operasyonlarını, bu operasyonlara yurtdışından gelen tepkileri ve Yeni Türkiye'nin operasyonel gücünü değerlendirdi.
1999-2003 yılları arasında AB istemediği için terör örgütlerine Türkiye'nin hava operasyonu düzenleyemez hale getirildiğini hatırlatan Bulut, bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin tam bağımsız, tek başına ayakta durabilen, kendi kararını kendi verebilen bir ülke olduğunun altını çizdi.
Türkiye'nin 1 milyonu aşkın güvenlik gücü olduğunu belirten Yiğit Bulut, nitelik ve nicelik açıdan da dünyanın sayılı güçlerinden biri olduğumuzu ifade ederek bu gücü şöyle özetledi: " Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin 1 milyon güvenlik gücü var. Çin ordusu değil benim söylediğim. Türkiye Cumhuriyeti'nde 750 bin asker, 250 bin polis var.
Amerika'dan sonra en büyük F-16 filosuna sahibiz.
Amerika'dan sonra en büyük helikopter filosuna sahibiz.
AB ülkeleri içinde uçak gemilerini saymazsak (ki uçak gemimiz de şu anda yapılıyor) en büyük deniz gücüne sahip ülkelerden biriyiz.
AB ülkeleri içinde Fransa ve İngiltere'den sonra Awacs filosuna sahibiz. Ki, Fransa'nın Awacs filosunun bazı teknik özellikleri bizimkinden daha geride.
Bu açıdan baktığınız zaman, iş artık şakası olmayan bir noktaya geldi".
Yiğit Bulut şöyle konuştu:
TÜRKİYE O ESKİ TÜRKİYE DEĞİL ARTIK
Bugün geldiğimiz noktada hala birileri kalkıp da "siz Avrupa Birliği üyesi olma yolundasınız, bunu yapamazsınız, şunu yapamazsınız, bu adımı atamazsınız" gibi saçma saçma konuşabiliyor. Türkiye terörle mücadele ediyor, Merkel oradan kalkıp başka şeyler söylüyor, İngiliz gazeteler kalkıp başka şeyler yazıyor. "Recep Tayyip Erdoğan geri adım atsın" diyor İngiliz gazeteleri.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, sizin 1856'da anlaşmalarla, 1876'da finansal boyunduruklarla kontrol altına aldığınız, bu coğrafyada yönetmeye alıştığınız devlet düzeninde değildir artık. Hatta ve hatta, cumhuriyet döneminde, içerideki yerleşik burjuvaziyle, montaj sanayiyle, basınla kontrol altında tuttuğunuz o devlet değildir artık Türkiye Cumhuriyeti.
TÜRKİYE KENDİ KARARINI KENDİSİ VEREBİLEN BİR KONUMA GELDİ
Tam bağımsız, kendi kararını verebilen, istediği şekilde güvenliği sağlama yolunda adımlar atabilen, istediği şekilde, uluslararası normlara uyarak kendi silahlı güçlerini kullanabilen ve kullanma kararını kendisi verebilen, tek başına ayakta durabilen bir devlettir Türkiye Cumhuriyeti. Onun için, artık bu söylem bitsin.
KENDİ SİLAHIMIZI KENDİMİZ ÜRETİYORUZ
Almanya "şunu kullanamazsın, bunu kullanamazsın" diyordu eskiden. Niye? Çünkü o vermişti. Almıyoruz artık. Hibe de istemiyoruz. Kullandıklarımız artık senin malın değil. Allah'a bin şükür kullandıklarımızın yüzde 60'ından fazlasını kendimiz üretiyoruz. Hiçbirine ihtiyacımız yok. İnsansız hava araçlarını da kendimiz üretiyoruz, yazılımlarını da kendimiz yapıyoruz. Sizin hiçbir şeyinizi kullanmıyoruz.
TERÖRİSTLERE HAVA OPERASYONU YAPAMADIĞIMIZ BİR DÖNEM YAŞATTILAR BİZE
Bu ülkede, Avrupa Birliği rahatsız olmasın diye, terörle mücadelede bir dönem hava kuvvetlerinin kullanılmaması yönünde baskılar yapıldı. Yaşadık biz bunları. 1999-2003 arasına bakın. Rahmetli Ecevit Helsinki'den bildirdiği günden itibaren bakın. AB baskı yaptı, Türkiye'de hava unsurlarının kullanılamadığı günler oldu. Niye? AB rahatsız oluyormuş. Geçti o dönem. O dönem bitti.
Son dönemde özellikle, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kibarlığını, sessizliğini, sakinliğini ve her şeyin olumlu olması için attığı adımları doğru anlayamayanlar bugün geldiğimiz noktada gerçek neymiş, onu net bir şekilde görmeye başladılar.
KİMSE TÜRKİYE'YE SİLAH ÇEKEMEZ
Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti devletine silah çekemez. Bir devletin sınırları içinde sadece ve sadece o devlet silahlı güçlere sahip olabilir. Ordusu olur, polisi olur... Bunun haricinde herhangi bir örgütün devletin sınırları içinde bir silahlı güç kurma, barındırma, kullanma, bu silahlı güçle devleti tehdit etmek gibi ortaya attığı hiçbir şey asla ve asla kabul edilemez.
Almanya'ya sorarım, kabul ediyor musun? Fransa'ya sorarım, kabul ediyor musun?
PKK'YI KURAN AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİYDİ
Bu terör örgütünü kuran da, besleyen de, barındıran da, bugünlere getiren de Avrupa Birliği ülkeleridir. Barzani bir Amerikan projesiydi başlangıçta, PKK bir Avrupa projesiydi.
MİLLİ BİRLİK VE KARDEŞLİK PROJESİ DEVAM EDİYOR
Milli birlik ve kardeşlik projesi devam etmektedir. Ama bu projede birileri tarafından taciz edilen noktalar varsa, Türkiye Cumhuriyeti'nin kibarlığı, sabrı, sakinliği yanlış anlaşılıp bunun üzerine gidilmişse ve en son noktaya gelerek Türkiye Cumhuriyeti'nin üniformasını taşıyan polisler, askerler şehit edilmeye başlanmışsa, orada Türkiye Cumhuriyeti'nin kimseden izin almayı bekleyecek tahammülü, sabrı, gerekliliği, böyle bir denklemi kabul etmesi mümkün değildir. Böyle bir noktaya gelindiyse, bunun cezası neyse, en ağır şekilde verilir ve yapılan da budur.
Milli birlik ve kardeşlik projesi yoluna devam ediyor ama bu projeyi bir etnisite üzerine çökertip, bir etnisiteyi Türkiye'de diğerlerinden farklı hale getirip, bunun üzerinden bir çiçek çocuk devrimi yapmaya, malum medyayla birlikte bunu pazarlayıp, coğrafyayı değiştirmek isteyenlere çanak tutmaya çalışanlar varsa, bunların kabullenilmesi, hoş görülmesi asla ve asla mümkün değildir.
TÜRKİYE'NİN 1 MİLYON GÜVENLİK GÜCÜ VAR VE AMERİKA'DAN SONRA EN BÜYÜK F-16 FİLOSUNA SAHİBİZ
Terörist neredeyse, hangi indeyse, hangi dağdaysa, hangi mağaradaysa Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin onu bulacak ve imha edecek yeterli gücü vardır.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin 1 milyon güvenlik gücü var. Çin ordusu değil benim söylediğim. Türkiye Cumhuriyeti'nde 750 bin asker, 250 bin polis var.
Amerika'dan sonra en büyük F-16 filosuna sahibiz.
Amerika'dan sonra en büyük helikopter filosuna sahibiz.
AB ülkeleri içinde uçak gemilerini saymazsak (ki uçak gemimiz de şu anda yapılıyor) en büyük deniz gücüne sahip ülkelerden biriyiz.
AB ülkeleri içinde Fransa ve İngiltere'den sonra Awacs filosuna sahibiz. Ki, Fransa'nın Awacs filosunun bazı teknik özellikleri bizimkinden daha geride.
Bu açıdan baktığınız zaman, iş artık şakası olmayan bir noktaya geldi.
