Engin Ardıç
Figen Hanım iktidara geliyormuş!
Vallahi de geliyormuş. HDP eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, "1 Kasım'da bizler iktidara diyoruz" şeklinde konuşmuş.
Şeklinde konuşmak...
Bu lafa da biterim...
7 Haziran seçimlerinde "bizler meclise" demişler, girmişler, şimdi de başladıkları işi bitireceklermiş, "bizler iktidara" deyince iktidara geleceklermiş.
Ankara'da hava 34 derece, Diyarbakır'da 40 derece, sıcaklar Figen Hanım'a yaramamış.
Tuzlu ayran içsin, buzlu çay içsin, kafasını suyun altına soksun, saçı bozulur ama zarar yok, nasıl olsa düz tarıyor.
Başka sapıtanlar da var, onlara ne içirelim, Passiflora mı?
Türkiye Komünist Partisi, "çıkan görüş ayrılıkları nedeniyle" ikiye bölünmüştü, hatırlarsınız.
Etin ne budun ne, görüş ayrılığın olsa ne olacak görüş birliğin sağlansa ne yazacak?
TKP'nin bir kısmı yalnızca KP olmuştu, bir kısmı da HTKP, Halkın Türkiye Komünist Partisi...
Bu durumda ötekiler ne oluyorlar peki, burjuvazinin komünist partisi mi?
Üstelik bu güldürü soğuk havada sergilenmişti.
Bunlardan ikincisi seçime katılmadı, birincisi katıldı ve yüzde 0.03 yani binde üç oy aldı.
Sıcaklar bastırınca daha başka bir gelişme gözlenmiş:
Seçime girmeyen ikinci partinin içinde gene görüş ayrılıkları belirmiş! (Ötekinde bir hareket yok, ötekinde Lenin öğretisi gereği "demir disiplin" sürüyor, berikiler daha laçka.) Hemen bir olağanüstü kongre yapmışlar sıcağı sıcağına, hır çıkmış, 147 kişi yeni bir parti kurmak üzere ayrılmış.
Dua etsinler ki muhalefetteler, iktidarda olsalar hepsi çoktan ölmüştü...
Bu sıcakta basını tarıyoruz, Fethullah'ın varakparesine de baktık:
AKP'yi 1 Kasım'da yapılacak erken seçimin telaşı sarmış!
Partide, "iktidara kasımda geldik, kasımda mı gideceğiz" yorumları yapılıyormuş!
Çünkü AKP'nin yüzde 35'e düşeceğinden endişe ediliyormuş.
Sonra Abdullah Gül darbe yapacak, partinin başına geçecekmiş.
Yaratıcı gazetecilik böyle olur.
Bir zamanlar bir Tan Gazetesi vardı, "emekli Asım Bey baldızının kıçını ısırdı" diye haber yapar, Asım Bey niyetine de Federico Fellini'nin fotoğrafını koyardı...
Bir Yeşilçam dilberi demeç verirdi:
Kalkanı çok severim, bol bol yerim!
Haberi okuyunca güzel yıldızın kalkan balığından sözettiği anlaşılırdı.
Yok, bazı kişilere de sıcaklar yaramıyor ama onlara buz soksan da faydası yok. Ağızlarına canım.
Kaynak: Sabah
