Zirvede, İslam aleminin temsilcileri, yaşanan gelişmeler karşısında atılacak somut adımlar hakkında fikir teatisinde bulunuldu. Zirvede katılımcılara hitap eden Başkan Erdoğan toplantı marjında, katılımcı liderlerle ikili görüşmeler de gerçekleştirdi.
Başkan Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç da Riyad'a geldi.
Zirvede dünyaya seslenen Başkan Erdoğan şu ifadelere yer verdi:
"EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BARBARLIK"
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Riyad'daki 8'inci Olağanüstü İslam Zirvesi'nde liderlere seslenerek "İsrail yönetimi bir çoğumuzun doğru bulmadığı 7 Ekim hadisesinin intikamını Gazzeli bebeklerden, Filistinli masum çocuklar ve kadınlardan çıkarmaktadır. Vatanlarını savunan Hamaslı direnişçiler ile işgalcileri aynı kefeye koymamız mümkün değildir" dedi.
Başkan Erdoğan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
"Hastanelerin, ibadethanelerin, okulların, mülteci kamplarının, ambulansların bombalandığı, güvenli denilen bölgelere göç eden sivillerin katledildiği tarihte eşi benzeri görülmemiş bir barbarlıkla karşı karşıyayız. Hastane koridorlarında masum bedenleri sıra sıra dizilen çocuklar. Sevip koklamaya kıyamadıkları evlatlarına sarılarak can veren analar. Enkaz yığınına dönmüş binalarda elleriyle aile fertlerini arayan babalar. Hasılı doğrudan sivilleri hedef alan saldırılarda yitip giden hayatlar tam 36 gündür süre giden vahşetin birer şahididir.
Dünyanın gözü bu toplantıda! Başkan Erdoğan: "Batı'nın tavrı acizlik, korkaklıktır..." | Video
İsrail yönetimi bir çoğumuzun doğru bulmadığı 7 Ekim hadisesinin intikamını Gazzeli bebeklerden, Filistinli masum çocuklar ve kadınlardan çıkarmaktadır. Vatanlarını savunan Hamaslı direnişçiler ile işgalcileri aynı kefeye koymamız mümkün değildir. İsrail güçlerinin ve işgalci yerleşimcilerin saldırılarından Batı Şeria'daki kardeşlerimiz de olumsuz etkileniyor. Birleşmiş Milletlere göre Gazze ve Ramallah'da katledilen 12 bine yakın Filistinlinin yüzde 73'ü kadın ve çocuklar. Bu cinnet hâlinin savunulabilir veya mazur gösterilebilir hiçbir tarafı yoktur. İnsan hak ve hürriyetlerini dilinden düşürmeyen batılı ülkelerin Filistin'de süre giden katliamlar karşısında sessizliğe bürünmeleri utanç vericidir.
Gazze'de 12 bine yakın insan ölmüş, Gazze'nin neredeyse tamamı yıkılmış ama bu ülkeler, İsrail'e ateşkes çağrısı dahi yapmıyor, yapamıyor. Yaklaşık 20 kişinin öldüğü Charlie Hebdo olayında dünyanın devlet ve hükümet başkanları Paris'te yürüyüş yaparken 12 bini aşkın şu anda Gazze'de insanlar ölüyor ama onların hiçbirinin kılığı kıpırdamıyor. Bu sadece acizlik değil, aynı zamanda korkaklıktır, vicdansızlıktır. Zulüm karşısında susanlarda en az zalimler kadar akan kana ortaktır. Amerika ve batılı ülkeler güya savunuculuğunu yaptıkları değerleri İsrail yönetiminin ihtiraslarına kurban etmişlerdir.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 121 evet oyuyla kabul edilen karar ise İsrail ve destekçilerinin ne kadar yalnız olduklarını göstermiştir. Dünyanın bört bir köşesinde İsrail'in katliamlarına karşı yükselen sesleri insanlık açısından ümit var buluyoruz. İsrail destekçisi yönetimlerin bu çığlığa kulak vermesini bekliyoruz.
"10 UÇAK DOLUSU İNSANİ YARDIM MALZEMESİ"
Kardeşlerim. İslam dünyası bu sefer diğer krizlerden farklı olarak daha birlik ve beraberlik içinde bir duruş sergilemiştir. Bizim gibi çatışmaların durması ve insani yardımların bölgeye ulaştırılması için gayret gösteren diğer ülkeleri de burada özellikle tebrik ediyorum. Mısırlı kardeşlerimizle işbirliği içinde Gazze'ye ulaştırılmak üzere 10 uçak dolusu insani yardım malzemesini El-Ariş Havalimanı'na sevk ettik. Dün toplam 666 ton insani yardım malzemesi taşıyan sivil gemimiz yola çıktı, inşallah bugün El-Ariş limanına varmış olacak. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralıların tedavileriyle ilgili çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.
15 Kasım tarihinde eşimin himayesinde devlet ve hükümet başkanlarının eşlerinin katılımıyla İstanbul'da düzenlenecek toplantıya dair hazırlıklarımız devam ediyor. Gelinen aşamada birinci önceliğimiz ateşkesin sağlanması ve insani yardımların kesintisiz şekilde ulaştırılmasıdır. Acil olan birkaç saatlik fasıla değil, kalıcı ateşkestir. Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, İsrail saldırılarına 4 saat ara verme kararının alaycı ve zalimce olduğunu ifade ediyor. Biz de söz konusu karara aynı şekilde yaklaşıyoruz. Ayrıca insani yardımlar, kesintisiz ve sürekli olarak gerçekleştirilmelidir. Hastaneler başta olmak üzere acil ihtiyaç içindeki yerlere akaryakıt ulaştırılması hayati önemlidir. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Sözcüsü, yardım tırlarının ulaştırılmadığı Gazze'nin kuzeyini cehenneme benzetmektedir.
Tüm teşkilat üyesi ülkeler, Mısırlı kardeşlerimize gereken desteği verelim. Refah Sınır Kapısı'nın sürekli açık tutulmasını sağlamalıdır. Israil'in işlediği savaş ve insanlık suçlarının hesabının hukuk önünde sorulması için de gayret göstermeliyiz. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından bunlar incelenmeli, sorumlular hakkında gerekli işlemler başlatılmalıdır. Aynı şekilde İsrailli bakanlar tarafından varlığı ikrar edilen nükleer silahlar meselesi araştırılmalı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın denetiminden kaçırılan nükleer bombalar varsa bunlar mutlaka ortaya çıkarılmalıdır.
Sadece bölgemizin değil, tüm insanlığın bekasını tehdit etme potansiyeline sahip böyle bir konunun geçiştirilmesine izin verilmemelidir.
Bir diğer kritik mesele tazminat konusudur. Israil'i her seferinde daha pervasızlaştıran faktör, katlettiği topraklarını işgal ettiği, yaktığı, yıktığı, zulmettiği insanlara verdiği zararı tazmin etmemesidir. Batının şımarık çocuğu gibi davranan İsrail yönetimi yol açtığı tahribatı tazmin etmek mecburiyetindedir. Bu gerçekleşene kadar İslam dünyası olarak Filistinli kardeşlerimizi elbette sahipsiz ve çaresiz bırakamayız. Gazze'nin yeniden ayağa kaldırılması için İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde bir fon kurulması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye olarak Gazze'nin inşa ve ihyasına her türlü desteği vermekten imtina etmeyeceğimizin bilinmesini isterim. Bu krizi, Filistin meselesine kalıcı çözümün vasatı, hâline getirmemiz önem arz ediyor. Filistin meselesi görmezden gelindikçe bölgede normalleşme çabaları akim kalmaya mahkumdur.
Sonuna kalıcı çözümün yolu ise temel sebepleri ortadan kaldırmaktan geçiyor. Bu da ancak 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin devletinin kurulmasıyla mümkündür. Gündeme getirdiğimiz uluslararası barış konferansının bunun için en uygun zemini sağlayacağı kanaatindeyiz. Filistinli kardeşlerimizin güvenliğini garanti altına alacak yeni mekanizmalara ihtiyaç duyulduğu da görülüyor. Bu kapsamda tesis edilecek barışın korunması için garantörlük dahil gerekli gayreti göstermeye hazırız. Kalıcı barış, sadece Filistinlilerin değil, İsrail halkı dahil olmak üzere tüm bölgenin huzur ve esenliğini temin edecektir.
"KUDÜS BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR"
Değerli kardeşlerim. İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'nın da yer aldığı Harem-i Şerif'in kutsiyeti ve tarihi statükosunun ihlali karşısında da müteyakkız olmalıyız. Israil'in yaşananları fırsat bilerek Harem-i Şerif'e yönelik emrivakiler yapması kuvvetle muhtemeldir. Türkiye dahil bölgedeki birçok ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit eden vaat edilmiş topraklar hezeyanlarının dillendirilmesi bunun en açık ispatıdır. Hep söylediğim gibi Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Barış şehri olarak bilinen Kudüs'ün ve tüm Filistin topraklarının eski günlerine kavuşması hepimizin dileğidir.
Filistinli kardeşlerimizin de aralarındaki ayrılıkları geride bırakıp birlik ve beraberlik içinde haklarını, savunmalarını temenni ediyoruz. Rabbim yar veya yardımcımız olsun diyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, Filistin'de şehit edilen kardeşlerimizi rahmetle yâd ediyor, yaralılara acil falan diliyorum."
ERDOĞAN, RİYAD'DA LİDERLERLE AİLE FOTOĞRAFI ÇEKTİRDİ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Riyad'da düzenlenen 8. Olağanüstü İslam Zirvesi'nde liderler ile birlikte aile fotoğrafı çektirdi.
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad, liderler düzeyinde İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği'nin ortaklaşa düzenlediği 8. Olağanüstü İslam Zirvesi'ne ev sahipliği yapıyor. Zirvede Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan temsil ediyor. Erdoğan ve diğer liderler zirve alanında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman tarafından karşılandı. Liderler, karşılama törenin ardından zirve öncesinde aile fotoğrafı çektirdi. Fotoğraf çekiminde Başkan Erdoğan'ın sağında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, solunda ise İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi yer aldı.
İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerin liderlerinin yanı sıra Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın da katıldığı zirvede İsrail'in, Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarına ve Filistin halkına yönelik saldırılarını ele alındı
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da başlayan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'nin açılış konuşmasında, Gazze'deki İsrail saldırılarına değindi.
"Bu zirve, acı ve olağanüstü bir dönemde yapılıyor." diyen Bin Selman, "Filistinli kardeşlerimizden çocuk, kadın ve yaşlılar olmak üzere binlerce sivilin kurbanı olduğu, ibadet yerleri, hastaneler ve alt yapıyı da hedef alan bu şiddetli savaşı kabul etmiyor ve kesinlikle reddediyoruz." dedi.
Suudi Arabistan'ın Gazze'deki sivillerin korunması için başından beri tüm taraflarla ve uluslararası toplumla çalışma yürüttüğünü kaydeden Bin Selman, "Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonların derhal durdurulması, ablukanın kaldırılması ve insani koridorların açılması talebimizi yineliyoruz. Rehinelerin serbest bırakılması ve suçsuz insanların korunmasının önemini vurguluyoruz. İsrail'in saldırıları sonucu yaşanan insani krizin durdurulması için Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumun çabaları başarısız kaldı." şeklinde konuştu.
"FİLİSTİN HALKINA KARŞI İŞLENEN SUÇLARDAN İŞGAL YETKİLİLERİNİ SORUMLU TUTUYORUZ"
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman, yaşanan talihsiz durumla yüzleşmek için koordineli ve kolektif bir çaba gösterilmesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Gazze sakinlerine yönelik devam eden saldırganlığı ve zorla yerinden edilme politikalarını reddediyoruz. Filistin halkına karşı işlenen suçlardan işgal yetkililerini sorumlu tutuyoruz. Bölgede güvenlik, barış ve istikrarın sağlanmasının tek yolunun işgalin, kuşatmanın ve yerleşimin sona ermesi, Filistin halkının meşru haklarını elde etmesi ve başkenti Kudüs olan bağımsız devletini kurmasından geçeceğinden eminiz."
FİLİSTİN DEVLET BAŞKANI ABBAS: "ABD'DEN VE BMGK'DAN İSRAİL'İN GAZZE SALDIRILARINI DURDURMASINI İSTİYORUZ"
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, ABD ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) Filistin'e ilişkin sorumluluklarını yerine getirmesi ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarını durdurması çağrısında bulundu.
Filistin Devlet Başkanı Abbas, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da başlayan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'nde, İsrail'in aralıksız saldırılarına maruz kalan Gazze Şeridi'ndeki duruma ilişkin açıklamalarda bulundu.
Abbas, İsrail'in iki devletli çözüm imkanını ortadan kaldırdığını, Batı Şeria ile Kudüs'te Yahudi yerleşim birimi inşa, ilhak, etnik temizlik, ayrımcılık politikaları ile Gazze Şeridi'ne yönelik abluka uyguladığına dikkati çekerek, İsrail'in yürüttüğü askeri-güvenlik çözümlerini de kabul etmeyeceklerini ve Filistin halkının meşru hakları üzerinde pazarlık yapmayacaklarını vurguladı.
Gazze Şeridi'nin Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu ve Kudüs ile Gazze Şeridi de dahil tüm Filistin topraklarında kapsamlı siyasi bir çözümün oluşturulması gerektiğini ifade eden Abbas, İsrail'in Filistin yönetiminin Gazze Şeridi'ne gönderdiği mali desteğe de el koymasını reddettiklerini söyledi. Abbas, BMGK'ya Filistin devletinin Birleşmiş Milletler'e (BM) tam üyeliğini onaylaması, Filistin halkına uluslararası koruma sağlaması ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasını öngören iki devletli çözüme garantör olması çağrısı yaparak, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) de Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğunu savundu.
Uluslararası toplumun Filistin devletinin kurumlarının kendi toprakları üzerinde görevlerini yerine getirmesi ve Gazze Şeridi'nin yeniden imarı için destek vermesi gerektiğini kaydeden Abbas, Filistin ekonomisini güçlendirmek için kaynak sağlamanın önemine vurgu yaptı.
Abbas, Filistin devletinin "işgalcileri" uluslararası mahkemelerde yargılatmak için mücadele edeceğine işaret ederek, "İsrail ve onu destekleyen, koruyan herkes, her çocuğun, kadının ve Filistinlinin öldürülmesi ve yaralanmasından tam olarak sorumludur." ifadelerini kullandı.
ABD'ye de sorumluluk alarak İsrail'in saldırılarını durdurması için müdahale etme çağrısı yapan Abbas, "Biz bu toprakların, Kudüs'ün ve kutsal mekanların sahibiyiz. Filistin bayrağı yüksekte kalacak ve işgal ortadan kalkacaktır." şeklinde konuştu.
"SAVAŞ SUÇUDUR"
Ürdün Kralı 2. Abdullah: "İsrail'in Gazze'ye su ve gıda girişini engellemesi savaş suçudur."
Ürdün Kralı 2. Abdullah: "İsrail'in Gazze'ye su ve gıda girişini engellemesi savaş suçudur" | Video
Arap Birliği Genel Sekreteri, Gazze'de ateşkesin sağlanmasının öncelikli konu olduğunu söyledi
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Gazze'de ateşkesin sağlanmasının herkesin üzerinde çalışması gereken öncelikli konu olduğunu belirtti.
Ebu Gayt, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da başlayan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, Gazze'deki işlerin normale döndürülmesinin uzun ve zor olacağını ifade ederek, Gazze'nin geleceğini Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ün geleceğinden ayrı konuşmanın doğru olmayacağını vurguladı.
"Gazze'de ateşkesin sağlanması herkesin üzerinde çalışması ve gerçekleştirilmesi gereken öncelikli konudur." diyen Ebu Gay, Gazze, Batı Şeria veya Doğu Kudüs'teki Filistinlilerin zorla göç ettirilmesini kabul etmediklerini ifade etti.
Ebu Gayt, "Zorla yerinden edilme, uluslararası bir suçtur. Bu, Filistinliler, Araplar ve dünya tarafından reddediliyor." diye konuştu.
MISIR CUMHURBAŞKANI SİSİ: "GAZZE'DE KOŞULSUZ ATEŞKES SAĞLANMALI"
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Gazze Şeridi'nde koşulsuz ateşkes sağlanması ve Filistinlilerin topraklarının dışına tehcir edilmesinin önlenmesi gerektiğini söyledi.
Sisi, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da başlayan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, İsrail'in saldırısı altındaki Gazze Şeridi'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tek taraflı politikaların sonuçları hakkında ülkesinin defalarca uyarıda bulunduğunu ifade eden Sisi, "Mısır, şimdi de savaşın durdurulamamasının askeri çatışmaların bölgeye yayılmasına neden olabileceği tehlikesi konusunda uyarıda bulunuyor." dedi.
Sisi, "Her ne kadar itidal girişimleri olsa da saldırıların uzun sürmesi ve benzeri görülmemiş vahşet, hesapları ve denklemi bir gecede değiştirmeye yetiyor." ifadelerini kullandı.
Ülkesinin, 7 Ekim'den bu yana her iki taraftan da sivillerin hedef alınması ve öldürülmesini kınadığını kaydeden Sisi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün, bu açık kınamayı bir kez daha teyit ederek, Gazze halkına yönelik öldürme, kuşatma ve zorla yerinden etme de dahil olmak üzere toplu cezalandırma politikalarının kabul edilemez olduğunu ve (bunların) meşru müdafaa veya başka herhangi bir iddiayla haklı gösterilemeyeceğini vurguluyoruz. Bu saldırıların derhal durdurulması gerekiyor."
Öte yandan İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin "uluslararası soruşturma" çağrısında bulunan Sisi, "Gazze Şeridi'nde derhal, koşulsuz ateşkes talep ediyoruz ve Filistinlilerin toprakları dışına tehcir edilmesinin önlenmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.