İzmir Büyükşehir Belediyesi ile belediyeyle bağlı İZDOĞA, İZULAŞ, İZBETON ve İZSU şirketlerinde örgütlü Belediye İş Sendikası arasında geçtiğimiz ocak ayından bu yana sürdürülen ve 6 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yüzde 30'luk maaş artışı teklifini kabul etmeyen sendika, eylem kararı aldı. İşverenin teklifini 'hayatın gerçeklerinden uzak' olarak nitelendiren sendika, geçtiğimiz günlerde önce yarım gün ardından da 2 saatlik iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Taraflar arasındaki son görüşmeden de sonuç çıkmayınca Belediye İş Sendikası üçüncü kez iş bıraktı. Sabah saat 10.00'da Konak Pier Alış Veriş Merkezi önünde toplanan 6 bin işçi, buradan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in makam odasının yer aldığı Egemenlik Evine yürüdü. Sendika üyeleri burada oturma eylemi başlattı.
250 OTOBÜS KONTAK KAPATTI
İşçilerin eylemine kadrosu İZULAŞ'ta bulunan 250 otobüs şoförü de destek verip kontak kapattı. Otobüs şoförlerinin eylemine İzmir Metrosunda sabah saatlerinde meydana gelen teknik arıza da eklenince kent içi toplu ulaşım durma noktasına geldi.
METRODAKİ ARIZA TUZU BİBERİ OLDU
Sabah işyerlerine gitmek için metro istasyonlarına giden binlerce İzmirli seferlerin durduğunu görünce büyük şaşkınlık yaşadı. İzmir Metro A.Ş'den seferlere teknik bir arıza nedeniyle ara verildiği açıklanmasına rağmen çalışanların kasıtlı olarak seferleri durduğunu öne süren vatandaşlarla metro çalışanları arasında gergin anlar yaşandı. Sosyal medyaya düşen görüntülerde bazı vatandaşların metro vagonlarını süren vatmanların sürüş kabinlerini tekmeledikleri, zorla içeri girmeye çalıştıkları görüldü.
ARTIK ZAMAN DARALIYOR
Egemenlik evi önünde basın açıklaması yapan sendika, İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetimine uyarıda bulundu. Belediye İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Savaş Atalay hizmetlerin bir gün dahi aksamaması için, görev ve sorumluluk bilinciyle yedi gün 24 saat var gücüyle çalıştıklarını söyledi.
BELEDİYE YÖNETİMİ SESİMİZİ DUYMUYOR
"İzmir'in her evinde, her sokağında, her caddesinde emekçilerin alın teri ve emeği var." Diyen Atalay: "Bizler, yaşanan ekonomik sıkıntılar ve enflasyon altında eziliyoruz. Belediye yönetimi sesimizi duymuyor, yaşadığımız yoksulluğu geçim sıkıntısını görmüyor. Belediye yönetiminin sorunlarımıza karşı duyarsızlığı karşısında öfkeleniyoruz. İzmir halkına hizmet veren belediye emekçilerinin alın terlerinin karşılığını vermek, geçim sıkıntısını hafifletmek zor bir iş mi? Hayır.. Toplu iş sözleşme masasında emekten yana tavır sergilemek zor iş mi? Hayır… O zaman soruyoruz; Kabul edilemez tekliflerle gelerek neden bizi eyleme, protestoya, greve zorluyorsunuz? Kim, neyi tatmin etmeye çalışıyor?" diye konuştu.
"Bizim amacımız, alın terimizin karşılığını alarak, toplu sözleşmemizi halaylarla coşkuyla tamamlamak." Diyen Savaş: "İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZSU, İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ işyerlerinde çalışan emekçiler, alın terinin karşılığını almak için iki ayı aşkın süredir belediye yönetimi ile görüşüyor. Ancak emekçinin yaşadığı geçim sıkıntısını görmüyorlar. Yüksek enflasyon ortamında, erken kalkanın ilk zammı yaptığı, kimsenin de hesap sormadığı ekonomik koşullarda yaşıyoruz. Belediye emekçileri esnaf gibi her maliyet artışında ürettiği ürün veya verdiği hizmete zam yapamaz. Çünkü, emekçinin tek geçim kaynağı, alın teri olan ücretidir. Emekçinin iki yıl boyunca alacağı ücret, toplu sözleşmeyle belirleniyor. İğneden ipliğe her ürüne zam geliyor. Geçinemiyoruz. Biz insanca bir yaşam için enflasyon karşısında ezilmediğimiz bir ücret istiyoruz. Enflasyonun sebebi emekçiler değil… Belediyenin bütçesini de emekçiler yapmıyor.. Biz seçim derdinde değiliz. Biz geçim derdindeyiz. Hiç kimse, emekçilere ölümü gösterip, sıtmaya razı etmeye kalkmasın." dedi.
ZAMAN DARALIYOR, GREV ÇANLARI ÇALIYOR
Zamanın giderek daraldığını hatırlatan Savaş Atalay: "Uyarıyoruz. Artık zaman daralıyor, grev çanları çalıyor. Buradan belediye yönetimine sesleniyorum. Yangında hayatını ortaya koyan itfaiye emekçisinin, yazın 40 derece sıcağında çalışan İZBETON emekçisinin, kışın soğuğunda suyun içinde çalışan su arıza emekçisinin, kanalizasyonda lağımın içinde çalışan kanal emekçisinin, atıksu arıtma ve atıksu pompalarında koku gaz ve lağımın içinde çalışan arıtma İZSU ve İZDOĞA emekçisinin, sabah-akşam, yağmur-sıcak demeden sabahın dördünde yola çıkıp her türlü riski alan ve can taşıyan İZULAŞ emekçisinin, kenti güzelleştirmek için ter döken kent ustaları emekçisinin sesine kulak verin. Bu sesi duyun, emekçiye kulak verin. Çünkü bu ses emeğin emekçinin sesidir. Bu sesi duymazsanız, hayat durur. Bu sesi duymaz, emekçinin çocuğunu açlığa, yoksulluğa mahkûm eder, emekçinin dünyasını karartırsanız. Bu karanlık sizi de içine çeker" diye konuştu.