Aktuel.com.tr / Deniz Bağrıaçık
Milenyum kuşağının başarılı genç girişimcisi Deniz Şafak başlangıç pozisyonunu atlayıp işe en tepeden girmiş. Daha önce de Shopperception internet sitesini kuran Deniz Şafak, şu an tamamiyle dijital ajans'a konsantre olmuş durumda. Deniz şafak ile kurumsal hayatta gençlerin karşılaştığı sorunları, genç yaşta girişimciliği ve onu heycanlandıran projeleri konuştuk.
Kendi işinizi kurmaya iten nedenler nedir?
Kurumsal bir hayat bana pek cazip gelmedi ne yazık ki. Türkiye'de gençlerin bulunduğu pozisyonlar, özellikle başlangıç pozisyonları hiç tatmin edici olmuyor. Yeni bir şeyler öğrenmek çok kolay gözükmüyor. Bir nevi sistem kendini kitliyor ve sanki sizde kımıldayamıyorsunuz.
Kendinizi değersiz hissettiğiniz zamanlar oldu mu?
Bunu genelleyecek olursak, kurumsal hayatta şirketler, çalıştırdıkları gençleri hemen kadroya almıyorlar dolayısıyla güvende hissedemiyorsun. Sigortan yok. Normalde yapılmaması gereken şeyler ama klasik bir hikâye aslında. Hep yapılıyor.
Şirketler genç enerjiyi boşa harcayıp, köreltiyor diyebilir miyiz?
Kesinlikle, çoğumuza boğucu geliyor. Mutlu hissetmiyoruz. Örneğin görev tanımları da bir saçma geliyor.
Terfileri nasıl buluyorsunuz? Hak ettiğiniz yere ulaşmak kolay mı?
Elbette yükselme konusunda da bir sürü yanlış var bence. Bir türlü ulaşamıyorsunuz. Ben 40 yaşında yükselmek istemiyorum. Örneğin sizi başlarda kadrosuz çalıştırıyorlar, ardından 3-4 sene başlangıç ve belinizi doğrultana kadar 8-9 sene geçiyor.
Bu yüzden mi kendi işinizi kurdunuz?
Dedikodu, çekilmezlik, özellikle büyük şirketlerde var bu sorunlar. İnsanların birbirinin arkasından konuştuğunu görüyoruz sıkça. Bu gerçekten de rahatsızlık verici, çalışma hayatını çok etkilediğini düşünüyorum.
Şirketinizle ilgili hayalleriniz neler?
Otoriter olmak istemem, hiyerarşi mutlaka olmalı ancak kesinlikle daha özgürlükçü bir hiyerarşik düzen. Eskiden çalıştığım yerde hoşuma giden bir yöntem vardı: Cin fikir. Kısaca özetlemek gerekirse sen projeni sunuyorsun, muhatabın yönetim ve beğenirlerse koyuyorlar. Bu tarz yöntemlere daha çok ihtiyaç var, insanları yüreklendiriyorsunuz. Bu gerçekten de uygulanabilir olmalı. Mutlaka herkesi daha özgürleştirici bir sistem olarak yerini bırakabileceğin birisi olmalı.
Bu noktada beğendiğiniz bir model var mı?
Var, Walmart'larda uygulanan bence harika bir sistem var.
Nasıl bir sistem bu?
Konumunuz ne olursa olsun, örneğin CEO olabilirsiniz ama kısa da olsa en alt kademedeki bir kişinin işini de belli bir süreliğine yapıyorsunuz. Çok hoşuma gitmiştir bu sistem. Bu şekilde kimin ne konumda olduğunu ve daha da önemlisi sorunlarını anlıyorsun.
Bizde de uygulanabilir mi?
Bizde uygulanması çok kolay değil diye düşünüyorum ne yazık ki. Bu ülkede insanlar gücü çok seviyor. Herkes bulunduğu konumu korumak için hergün bir sürü savaş veriyor. Dolayısıyla bu savaş içinde insanlara sen git bir iki hafta şu pozisyonda çalış demek pek de gerçekçi gözükmüyor. Türkiye'deki en büyük sorunlardan biri de gerçekten de hep karlılığın düşünülmesi. Bir proje sunuyorsun, maliyeti ne olur ilk soru. Fikri beğeniyor ama maliyet yüzünden yapamıyorsun sende bir hayal kırıklığı oluyor.
Neler gerek şirketinizin başarıya ulaşması için?
İnanç, yaratıcılık, cesaret, doğru ekip, iyi bir network, işin hakkında bilgi ve gözlem, olaya hâkimiyet gerekli diye düşünüyorum.
Seni girişimciliğe ne itti?
Heyecan, macera, belirsizlik. Bunlar beni motive ediyor.