Merak bilgiye götürür insanı, bu doğru. Ama cemiyetin adam etme mekanizmaları (okul, askerlik, iş, güç, medya) merak etmemiz gerekenleri bile belirliyor ne yazık ki. Mevzu "tarih" olduğunda da durum bu. Makro tarihin, köşeleri belli şablonuna sığdırılmış hikayeler. Büyük adamların büyük zaferleri, savaşlar, yenilgiler, hamaset… İnsana, insanın "küçük ama temel" kavramlarına, gündelik hayata ilişkin bir tarih algısı yeni yeni oluşuyor bizde. Kendini göğsünü gere gere "Ivır Zıvır Tarihçisi" olarak isimlendiren Gökhan Akçura'nın hakkını teslim etmek gerekir, eğer böyle bir konudan bahsedeceksek öncelikle. Okuyucusunu yıllardır mikro tarihin detaylarının detayında gezdiren ve aslında değerini yıllar sonra daha iyi anlayacağımız hizmetlerini unutmamak gerek Akçura'nın…
Elimizde mikro tarihin nadide örneklerinden biri var bu hafta. Aslında ilk baskısı yaklaşık 10 yıl önce yapılmıştı. Fakat güncellenmiş haliyle İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yeniden basıldı: Tarih, yerel tarih ve karşılaştırmalı etimoloji üzerine yaptığı araştırmalarıyla bilinen Kudret Emiroğlu'nun "Gündelik Hayatın Tarihi" kitabından, hatta "ansiklodepisi"nden bahsediyoruz. İnançlar, gelenekler, görgü kuralları, mutfak kültürü, ev, giyim kuşam, süslenme, sağlık, yeme içme çocukluk, cinsellik, iş yeri, devlet, hobi, spor gibi pek çok alana ait kavramlar, terimler ve "şey"lerin tarihçesi var bu kitapta… Çok küçük detayla vermek gerekirse, mesela bildiğimiz "balayı" kavramının aslında, yeni evlilerin "cicim ayları" anlamına gelmediğini öğreniyoruz kitaptan: "Kuzey Avrupa'da kız kaçırıldığında bir süre kızın ailesinden saklanılması gerektiği ve bu sürede saklandıkları yeri yalnız onlara köyden, yiyecek, bal getiren delikanlının arkadaşlarının bildiği folklorcular tarafından anlatılmaktadır. Yeni evlilerin ilk aylarında şarapla karıştırılmış bal içme geleneği de Kuzey Avrupa'da yaygındı. Hunların hakanı Attila'nın 450 yılında 3'üncü Valentinianus'un kız kardeşi Honoria'yı kaçırdığı ve düğününde fıçılarla bu içkiden tüketildiği bilinmektedir. Attila üç yıl sonra bu içkiden boğularak esrarlı bir biçimde ölecektir…"
Kitapta daha buna benzer binlerce madde var. Aklımıza gelen gelmeyen, pek çok objenin; masanın, sandalyenin, bıçağın, çatalın, kravatın, halının, "doğum günü"nün, kısaca "her şey"in tarihini anlatıyor "Gündelik Hayatın Tarihi"… (İş Bankası Kültür Yayınları)
Göksan Göktaş / AKTUEL