Çocuklar Duymasın'ın 'taş fırın erkeği Haluk' olarak hazfızalara kazınan ünlü oyuncu Tamer Karadağlı yaşadığı hayatı ve kızı Zeyno'yu, Kübra Şafak'a anlattı.
YAŞINIZ İLERLEDİKÇE HAYAT STANDARDINIZI DA YÜKSELTİYOR MUSUNUZ?
Yükseltmek değil de arada değiştirmek gerekli. Mesela kızım için 50. yaş günümde sigarayı bırakıyorum. Ben 50 yıla çok hayat sığdırdım. Her şeyin bir zamanı vardır ya. Yedik, gezdik. İnsanın biraz şerefiyle yaşlanması lazım. Yaşının ağırlığı ile yakışanı yapmak gerek. Eskiden fazla takmıyordum, 'Alın yazımız neyse o. Yarın ne olacağımızı bilemeyiz, o kadar da önemli değil' diye düşünüyordum. İnsanın çocuğu olduktan sonra değişiyor bu dünya da. Kızımla daha çok vakit geçirmek istiyorum. Daha çok dikkat etmeye karar verdim. 50 yaşına kadar kendi istediğim hayatı yaşadım, şimdi kızım için...
ŞU ANDA YAŞINIZI GÖSTERMİYORSUNUZ.
Ya bırak, gösteriyorum. Bir de benim genç gözükmek gibi bir derdim yok. 40 yaşında mı gözükeceğim? 40 yaşında oldum. Sevmediğim bir şey genç gözükmeye çalışmak. Bazı arkadaşlarım var benim, böyle sabahtan akşama kadar sporda, genç gözükeceğim diye uğraşıyor.
TAMER KARADAĞLI'NIN HAYATI NASIL GEÇİYOR?
Günlerim sakin geçiyor. İki haftada bir Ankara'ya kızımın yanına gidiyorum. Kızım Ankara Devlet Konservatuvarında piyano bölümünde okuyor. Annesi ile birlikte orada yaşıyor. Gayet sıradan ve sıkıcı hayatım var. Görüşmelerim ve toplantılarım varsa onları yapıyorum. Genelde çok röportaj yapmıyorum. Akşamüstü arkadaşlarımla buluşuyorum. Evden çok çıkmıyorum, işim olmadıkça evcimen biriyim.
"SESLENDİRMEDEN HARÇLIĞIMI ÇIKARDIM"
SESLENDİRME SANATINA NASIL BAŞLADINIZ? ZORLANDIĞINIZ NOKTALAR OLDU MU?
Tiyatro bölümünde öğrenciyken her tiyatro öğrencisi yapar. Harçlığımı çıkarmak için başladım. Keyifliydi. Arzu ile stüdyoda tanıştım. Çok iyi seslendirme sanatçısıdır. Çocuğumuz oldu. Güzel şeylerin başlangıcıdır. Sanat olarak görmüyorum seslendirmeyi, teknik bir şey.
SERT DURUŞUNUZ VAR. SİNİRLENDİĞİNİZDE NASIL TEPKİLER VERİRSİNİZ?
Olaya bağlı. Çok yumuşak light bir adam değilim. Taş fırın erkeği Halûk kadar da köşeli değilim. Eskiden olduğu kadar çabuk parlamıyorum. Şimdi daha sakinim. Bu demek değil ki içimde hâlâ öyle biri yok.
YAŞ GEÇTİKÇE TAHAMMÜL EDEMEDİĞİNİZ ŞEYLERE ALIŞIYOR MUYUZ?
Savaşarak geçmez. Hayat zaten bir mücadele içeriyor. Yenilerini eklememek gerek. Ne kadar yaşarsan yaşa hayat çok kısa.
"ŞÖHRET İÇİN DEĞİL PARA İÇİN OYNUYORUM"
PARA KAZANMAK İÇİN Mİ, İSMİNİZİN KALICI OLMASI İÇİN Mİ OYNUYORSUNUZ?
Para kazanmak için tabii ki. Mezarlıklar vazgeçilmezlerle dolu. Kimse kalıcı değil, belli bir zaman sonra unutuluyor. Sizi hatırlayan son insan ölene kadar isminiz yaşıyor. Ben bir şey yapıyorum insanların gönlüne dokunabiliyorsa ne mutlu. Kendimi şanslı görüyorum. Keyif aldığım işten para kazanıyorum. Geçinmem gerekli benim de. Televizyon, ticari bir şeydir zaten.
BAŞARILI BULDUĞUNUZ TEKLİF GELSE BEN DE OYNARDIM DEDİĞİNİZ BİR İŞ VAR MI?
Hayır, ben herkesin kendi kısmetinin onu beklediğine inanırım. Birileri de belki Haluk için aynı şeyi düşündü ama benim kısmetimmiş. İşlerin arkadaşında, ağlamamak gerek. Herkes kendi rızkını yer.
KÖTÜ HIRSLAR SAÇMA BENCE. TABİİ OLMASI DA GEREK…
Başarılı olmak ve çok çalışmak için hırsı doğru yönlendirmen gerekiyor. Çok çalışmadan başarı olmuyor. Çaba göstermen gerekiyor. Başarının merdivenleri ellerin cebinde çıkılmıyor. Kendini disipline etmen gerekiyor. Öyle tesadüfen gel seni artist yapalım demezler. Ben gerçekten çok çalıştım.
ŞÖHRET BASAMAKLARINI ÖYLE Mİ ÇIKTINIZ?
Şöhret değil, ben başarıdan bahsediyorum. Nasıl şöhret olduğunuz da önemli. Şöhret tek başına bir meslek değildir. Yaptığınız iş sizi şöhretli kılıyorsa ne âlâ. Bu her şey için gerekli. Bizim avatantajımız kamera karşısında olduğumuz için daha net gözüküyor. Ben şöhret olmak için uğraşmadım, yaptığım iş başarılı olduğu için şöhretli oldum.
ŞÖHRET SİZE NELER HİSSETTİRDİ?
İlk başta herkesin hoşuna gidiyor. Sonra sıkılıyorsunuz. Sonra da kabulleniyorsun. Herkesin sizden bahsetmesi hoş geliyor. Negatif tarafları da var, özel hayatın kalmıyor. Kız kardeşimle bile yazıldım. İlk başta savaşıyorsunuz öyle değil diye. Şimdi ciddiye almıyorum. Bakmıyorum bile.
ŞUAN GERÇEKLEŞSE MUTLU OLACAĞINIZ BİR ŞEY VAR MI?
Şuan zaten mutluyum. Çok büyük beklentilerin içinde olmamak gerek. Hayatın getirdiklerine şükür etmek gerek. Beklentiler gerçekleşmezse mutsuzluk başlıyor. Ben çok mutlu bir hayat yaşadım. Elimde olan şeylerle yetinmeyi öğreniyorum. Melek gibi bir kızım var onunla çok mutluyum. Kurduğum hayallerin çoğunu gerçekleştirdiğim için şanslıyım.
SİNEMA KRALI VE KRALİÇESİ YARIŞMASININ JÜRİ ÜYELİĞİNİ NASIL KABUL ETTİNİZ? NELERE DİKKAT EDECEKSİNİZ?
Ciddi hazırlandıklarını gördüm ve kabul ettim. Jüri olmamı istemeleri de gurur verici bir şey. Dikkat edeceklerim her şey aslında. Fiziksel özellikleri, duruşları, yetenekleri, konuşmaları, tavırları bu iş bir bütün. Sadece güzel ve yakışıklı diye oyuncu olamaz. Onun üzerine ne koyduğu önemli. Oyunculuk sadece güzellik değil.
Mesala Miss Turkey'den 1.oluyor ve başrolde görüyoruz hemen. Daha yetenekli biri var iken yerine gelebilecek.
Bazen de yok. Miss Turkey ile oynadım. Adı da Pınar Altuğ. Birçok oyuncuyum diyene taş çıkarır. Her güzel olan yetenekli olacak diye bir kural yok ama. Güzel olduğu içinde yeteneksizdir diyerek genelleyemeyiz. Pınar ile birbirimizi tamamlıyorduk. Akıllı bir kız hemen her şeyi kapıyordu. Azra Akın dünya güzeli idi 2 sezon onunla Yağmur Zaman'ında oynadım. Çok keyifliydi.
OYUNCULUK DOĞUŞTAN GELEN BİR YETENEK Mİ YOKSA EĞİTİM ALMAK GEREKLİ Mİ?
Eğitim yetenek katmıyor. Üzerinizdeki çapakları temizliyor. Vizyon kazandırıyor. İmkân varsa eğitim almalı. Eğitimli oyuncunun farkı oluyor. Alaylı olup kendini bu mesleğe adamış ve hakkını vermiş ve eğitimini alsa da bir işe yaramayan da bir sürü kişi var.
"İYİ BİR BABA OLMAYA ÇABA GÖSTERİYORUM"
NASIL BİR BABASINIZ?
Benim buna cevap vermem doğru olmaz Zeyno'ya sormamız gerek.
SİZİN OLMAYA ÇABALADIĞINIZ KURALCI MI, HOŞGÖRÜLÜ BİR BABA MI?
Şöyle bir babayım demek doğru olmaz. İyi bir baba olmaya çaba gösteriyorum. Çünkü Zeyno ile aramız çok iyi. Son derece sosyal, konuşkan ve güler yüzlü çok tatlı bir kız. Ayrı anne baba sendromu yaşayan bir çocuk hiçbir zaman olmadı. Biz o dengeyi güzel kurduk annesiyle. Çok mutlu bir çocuk. Sevildiğini çok hisseden ailede sevilen bir çocuk. Biz her anne babanın kuralları gibi kurallarımız var. Ama despot bir baba değilim.
BİRLİKTE ZAMAN GEÇİRDİĞİNİZDE ARZU HANIM DA SİZE EŞLİK EDİYOR MU?
Bazen ikimiz tek zaman geçiririz. Arzu da bize eşlik eder müsait oldukça. Birlikte yemeğe sinemalara gideriz. Güzel vakit geçiriyoruz.
HİÇ TARTIŞIYOR MUSUNUZ ARZU HANIM'LA?
Neden tartışalım. Bizde öyle şeyler olmuyor. Tartışacağımız her şeyi 10 yıl önce tartıştık.
BU HAYATTA ÖNCELİĞİNİZ NEDİR?
Önce Zeyno sonra diğer her şey...
ÖZGÜR OZAN İLE YANİ SELAMİ İLE GÖRÜŞÜYOR MUSUNUZ?
Telefonlaşıyoruz arada. Çekime ziyarete gitmiştim. Figürasyon oynamıştım. Gitmişken jest oldu.Çok severim Alo dediğimiz an gülmeye başlarız. Çok şey paylaştık. Özgür'ün hayatını zehir ederdim ben arabasını sıkıştırırdım, trafikte bir anda fren yapardım çarpsın diye polis çağırıcım diye tehdit ederdim. İngiltere'de bir gün polisin önünden geçerken durup bakıp bir anda koşmaya başlayacağım derdim. Yapma sakın sakın mahpuslara atarlar bizi. Hayatım onu korkutmakla geçti. Çok iyi bir partnerdi. Özgür'e bakınca gülesi gelir insanın. Pozitiftir. Oyunculuğunu çok beğenirim.
"30 YILDAN BERİ MOTOSİKLET KULLANIYORUM"
ÇILGIN BİRİSİNİZ…
Tabii ki neler yapıyordum neler!.. Özgür Ozan ile çok uğraşırdım. Yazın 35 derece sıcakta koltuk ısıtmasını açardım. Trafikte şimdi basmaya başlayacağım gaza ve ellerimi bırakıp gözlerimi kapatacağım diye korkuturdum.
NERELERE GİTTİNİZ MOTOSİKLETLE?
Avrupa'ya gittim. Amerika'da kiralayıp yol yaptık. Bizim bir grubumuz var. Eğitimli olarak 30 yıldır kullanıyorum. Uzun yol motorlarımız var. Öyle bir Bebek'e gidip gelelim değil yani.
TÜRK TELEVİZYONUNUN MİHENK TAŞIDIR
TAŞ FIRIN ERKEĞİ HALûK ROLÜNÜN ÜZERİNİZE YAPIŞMASINDAN RAHATSIZ MISINIZ?
Yıllarca keyifle oynadım. Sevgiyi ve şöhreti bu dizi sayesinde kazandım. Böyle bir şey söylemek ikiyüzlülük olur. Nimetlerinden yararlanacaksın, külfetlerine katlanmayacaksın. Bu kadar insanların sevgisine mazhar olmak. Televizyon öyle bir şey, rol üzerinize yapışsın diye uğraşırsınız. Demek ki, inandırıcı oynamışım insanlar teveccüh gösteriyor.
SİZ BİR DAHA NE ZAMAN GÖRÜRÜZ EKRANLARDA?
Canım ne zaman isterse
HALUK KADAR SİZİ ETKİLEYEN BİR ROL OLMADI MI?
Çocuklar Duymasın'ı ayrı tutmak gerek. Türk televizyonunda mihenk taşıdır. Tekrarlarıyla bu kadar çok izlenen dizi yoktur. Her bir tekrarı 80 kere oynayan bir iş yok. 2002'de çekmeye başladık. 15 sene geçti. Bir kanalda gösteriliyor aynı şekilde tepkiler alıyoruz, bu çok özel bir şey. Başka projelerle eşit tutmak olmaz. Gönlümde çok ayrı bir yerde. Herkese nasip olmayan bir iş, 7'den 70'e herkesin izlediği. Sakıp Sabancı sete gelmişti, kaçırmadan izlermiş. Parti liderlerinden izleyenler vardı. Herkesin hayatından bir şeyler bulduğu bir dizi.
Kaynak: Türkiye Gazetesi