Biz bıktık onlar bıkmadı...
Her 15 Nisan geldikçe 1915'teki "Ermeni Tehciri"ni Amerikan Kongresi'ndeki "Soykırım" olarak niteleme girişimlerinden söz ediyorum. 1915'te Osmanlı topraklarında yaşananları gündeme getirmenin Türkiye Cumhuriyeti'nin "Bamteline basmak" anlamına geldiğini artık hepimiz biliyoruz. ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'nce 1915 olaylarına ilişkin kabul edilen karar tasarısına karşı Türkiye'nin dün seslendirdiği tepkiler daha önceki yıllarda seslendirilen tepkilerin tekrarıydı. Dışişleri Bakanlığı'nın dünkü "Kınama"sında da "Tarihi ve hukuku çarpıtan bu siyasi istismar çabasını reddediyor, peşin hükümlü ve hukuki temelden yoksun söz
konusu girişime öncülük edenleri kınıyoruz" deniliyordu.
İsrail faktörü
Bu kınamada şu ifadeler de vardı: "Önümüzdeki dönemde, ABD Kongresi'nin bu gibi yapıcı olmayan girişimlerle Türkiye-ABD ikili ilişkilerine zarar vermek yerine, mevcut konjonktürde her zamankinden daha fazla önem arz eden tarihi ittifak ve ortaklığımızı pekiştirmeye yönelik çabalar içinde olması; bu ve benzer karar tasarılarının yasama gündemi içinde daha ileriye götürülmemesi önem taşımaktadır." Bu kınamayı yazanlar da biliyorlar ki, Türkiye ile İsrail'in arası iyi olduğunda, bu iyilik ABD'deki Yahudi Lobisi aracılığıyla Amerikan Kongresi'ne de yansıyor. Ermeni Tehciri'ne ilişki metin, Türkiye'nin bamteline basılmayacak bir üsluba dönüştürülüyor.
Obama da kırgın
Ama şu anda Türkiye-İsrail ilişkileri olumlu bir düzeyde değil. Daha ötesi bu ilişkileri düzeltmek için Başkan Obama'nın bizzat devreye girmesine ve Netanyahu ile Başbakan Erdoğan'ı telefonda buluşturmasına rağmen, bu ilişkiler eski haline dönemedi... Ne "Mavi Marmara" sorununun bir parçası olan "Tazminat" meselesi bir noktaya geldi, ne de "Gazze Trajedisi" sona erdi. Yani Başkan Obama da Başbakan Erdoğan'a ve dolayısıyla Türkiye'ye kırgın ve dolayısıyla mesafeli olabilir... Eğer Senato komitesindeki metni Senato da onaylarsa, bakarsınız Obama da 15 Nisan mesajında "Soykırım"dan söz eder... Yahudi Lobisi de böylece gücünü kanıtlamış olur. Bu "Bamteli" olayını devre dışı bırakmayı da, bu vesile ile denememiz gerekiyor.
Bamtelimiz
"Bam" kelimesi Farsça, evin çatısı anlamına gelen "Bem"den geliyormuş. Kanun, tambur gibi sazlara takılan ve en üstte (yani çatıda) bulundukları için kalın sesler veren tellere de, sakalın dudağa en yakın olan kalın teline de, "Bamteli" denilirmiş. Bir kişinin "Bamteline basmak" deyimi ile o kişinin en yüksek ve öfkeli tepki sesini çıkarmasına neden olacak bir sözü kasten söylemek fiili anlatılır. Akıllı ve gelişmiş toplumlar kendi tarihleriyle çekinmeden yüzleşebildikleri için, onların üzerlerine basılacak bamtelleri pek yoktur. Onlar güncel çıkarlarının kavgasını yaparlar. Türkiye bu kendi tarihiyle yüzleşebilmek sürecine yeni girdiği için, bamtelimize hâlâ çeşitli konularda basılabiliyor. Her 15 Nisan'da tekrarlanan bıktırıcı durum da, bu örneklerden biri...
