Türkiye genelinde, altı coğrafi bölgeyi kapsayan, yüz yüze 16 bin kişi ile görüşülerek yapılan araştırma; ülke çapında internet ve sosyal medya algısını, sosyal medyanın tüketici alışkanlıklarını ve günlük hayatı nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor.
TEKNOLOJİYE KARŞI TUTUM
Toplumun büyük çoğunluğu teknolojinin insan hayatını kolaylaştırdığı konusunda hemfikir (%72). Çoğunluk aynı zamanda insanları asosyal yaptığını da düşünüyor. Bu düşünce artık internette sosyalleşen genç kesimde bile azımsanmayacak düzeyde (14-17 yaş %48; 18-24 yaş %52). Bunun yanı sıra toplumun üçte birinden fazlası teknolojik gelişmelerin insan ilişkilerine yansımasının pek iyi olmadığı görüşünde (%36). Bu görüşün büyükşehirlerde ve orta yaş ve üstü eğitimli nüfusta daha yaygın olması, insan ilişkilerine olan negatif yansımanın bu kesimde daha fazla hissedildiğini söylüyor. Teknolojik ürün ve hizmetleri karmaşık ve kullanışsız bulanlar toplumun dörtte birini oluşturuyor. Bu tutum 45 yaş üzeri kesimde daha fazla öne çıkıyor. Yenilikleri yakından takip edenler ise toplumun beşte birini oluşturuyor. Bu tutum da beklendiği gibi daha çok eğitimli kesim ve gençlerde öne çıkıyor.
Ipsos KMG Kalitatif Araştırmalar Genel Müdürü Yaprak Aykan:
"Sana kimlikler fiziksel kimliklerden farklılaşabiliyor"
"Teknolojinin hayatımızı kolaylaştırdığı konusunda hemfikir olsak da yaşam tarzımızı değiştiren her olgu gibi bu da bazı endişeler yaratıyor toplumda. Teknolojinin asosyal bireyler yarattığını düşünüyor toplumun yarısından fazlası (%58). Endişelerin, teknoloji kullanım alışkanlıklarındaki değişim hızını yavaşlattığını söyleyemeyiz, bir nevi hem ağlarım hem gideri durumu söz konusu. Sakıncalarını bilmekle beraber vazgeçemediğimiz bir bağımlılık teknoloji kullanımı. Teknolojik gelişmeleri anında adapte eden dörtte birlik kesim bir uçta yer alırken, bir o kadarı da karmaşık geldiği için uzak durmaya çalışıyor. Teknolojinin toplumda benimsenme oranını belirleyecek, "(a) sosyallik" kavramını farklı bir eksende yeniden tanımlayacak, dolayısıyla gelişmelerden "artık" rahatsız olmayacak kesim de bu iki uç arasındaki –özellikle genç- kesim.
>> Gençler, kendilerini örneğin internette, hiç olmadığı kadar rahat ifade ediyorlar. Daha özgüvenli daha paylaşımcı oluyorlar. Bazılarının sanal kimlikleri fiziksel kimliklerinden çok farklılaşabiliyor.
>> Türkiye'de 15 yaş ve üzeri 18 milyondan fazla kişi sosyal medyada "en az" bir kimliğe sahip, yaşıyor, mobil veya değil, çeşitli araçlarla, çeşitli sitelere bağlanıyor, araştırıyor, takip ediyor, görüş bildiriyor ve tüketiyor. Online olunca "güncel" olduğunu düşünüyor. Medya tüketimi dahil davranışları bu yeni teknolojiye göre şekilleniyor. Dolayısıyla ondaki bu değişimlere adapte olan marka ve iletişim stratejilerine daha duyarlı oluyor. Çünkü tüketici nereye, markalar oraya.
İNTERNETTEKİ KİŞİLİĞİMİZ
İnternet kullanan kişilerin yüzde 16'sı günlük hayatta görüştüğü kişilerle iletişimlerinde kendilerini internet üzerinden daha rahat ifade ettiklerini belirtiyor. Bu tutum 14-17 yaş grubunun üçte
birinden fazlasında gözleniyor. 14-17 yaş grubunun yaklaşık beşte biri internet üzerinden tanıdıkları kişilere karşı daha açık olabildiklerini belirtiyor. Hatta bu yaş grubundaki yüzde 13'lük kesim internet üzerinde, tanıdıklarını şaşırtacak düzeyde farklı bir karakter çizdiklerini de ifade ediyor.