Ahmet Kaya'nın Magazin Gazetecileri Derneği'nin ödül törenindeki "Kürtçe bir kaset yapacağım" sözlerine karşı kendisine karşı vatan-millet seferberliğine girişen zevat üzerine çok yazıldı, çok çizildi.
O gecenin iyi ve kötü sınav veren figürlerini artık biliyoruz.
Peki, o günlerde gazete köşe yazarları nasıl bir tavır almıştı acaba? Gazeteci Tuğçe Tatari T24'te kaleme aldığı bir yazıda bu sorunun cevabını verdi.
Tatari, 11 Şubat - 17 Şubat 1999 tarihleri arasında yani o olaylı geceden sonraki bir haftada Türkiye basınında neler olup bitmiş diye Atatürk Kütüphanesi'ne gitmiş ve o günlerin gazetelerini incelemiş.
Tatari, o günlerde gazetelerde köşesi olup da konuya ilişkin hiçbir şey yazmayanların yanı sıra, iyi bir sınav vermiş çok az sayıdaki köşe yazarlarını da listelemiş.
Bilmiyorum, çok can yakıcı da olsa, bir konu üzerine bir şey yazmamak ille "yazıklar olsun" diye mi karşılanmalı? Herhalde böyle olmamalı...
İşte bu nedenle ben o günlerde konuyu ele almayanlar listesini geçiyorum. Onun yerine, ele alan ve açıkça kınayanları aktarmak istiyorum (bunlardan birine, Tuğçe Tatari gibi siz de çok şaşıracaksınız):
İşte Tatari'nin kaleminden o isimler (söylemiştim, sayı çok az):
Milliyet: "Tek itiraz 14 Şubat günü yazdığı yazı ile Hasan Cemal'den geliyor. Cemal, 'düşüncelerin özgürce uçuşabildiği bir ülke hayalini' askerlik anısı üzerinden anlatıyor ve 'yaşananlardan dolayı üzüntüsünü' belirtiyor."
Akit: "17 Şubat tarihli gazetede ise belki de beni en çok şaşırtan yazı karşıma çıkıyor. Hüseyin Üzmez 'Ahmet Kaya'ya tepki' başlıklı yazısında yapılanların çirkinliğinden ve Kaya'nın ifade özgürlüğü ve anadilinde şarkı söylemesinin en doğal hakkı olduğundan söz ediyor. Aynı Tarihte Hüseyin Öztürk ise 'Yemeye karar verdiler bir kere' başlığı ile Hürriyet ve Ertuğrul Özkök eleştirisi yapıyor."
Radikal: "Arda Uskan'ın yazısı tebriki hak ediyor. Çünkü yaşanan bir insanlık ayıbı, düşüncelerinden, dilinden dolayı bir insanı, bir sanatçıyı linç etmek isteyen başka sanatçılar söz konusu ve nedense Türk medyası bu konuyla ilgilenmiyor. Ayıplamıyor o gece yaşananları. Arda Uskan ise tüm sessizliğin içinden "Yaptıklarınız ayıptır" diye sesleniyor o gecenin saldırgan 'sanatçıları'na."
