Devletin bireylerin özel tercihleriyle uğraşmaması gerektiğini, toplumdaki hâkim eğilimleri de arkasına alarak bu alanda düzenleme yapma girişimlerinin iç barışa büyük zararlar vereceğini söylüyoruz... Çok şükür, bu ülkenin muhafazakâr aydınları da kendi değerleriyle uyumlu olmasa bile devletin bu tartışmada "başkalarının tercihleri"ne saygılı olması gerektiğini yazdılar.
Fakat... Tepkilerin yoğunluğundan yola çıkıp, Türkiye toplumunun neredeyse Batı'nın liberal toplumlarına yaklaşmış bir ahlak anlayışına sahip olduğu sonucun varırsak, yanılırız.
Bu toplumun büyük bir bölümü muhafazakâr ahlak değerlerine bağlı... Unutmayalım, daha 1970'lerde bu ülkenin solcuları da öyleydi.
Taraf gazetesi yazarı Taner Akçam o günlerde Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğrenci Temsilciliği'nin yayımladığı bir bildiriyi hatıra olarak saklamış. Geçtiğimiz günlerde de gazetedeki köşesinde yayımladı.
Bakın neler varmış o bildiride:
(...)
"Arkadaşlarımız faşizmin kanlı elleri tarafından hunharca katledilirken, faşizme karşı mücadelede yiğitçe şehit düşerken, burada pastanede, kantinlerde, çimenlerin üzerinde, yurt kapılarında erkek ve kız arkadaşların en basit toplu yaşama ilkelerine bile ters düşen ilişki ve davranışlarına tanık olmak utanç vericidir.
(...)
"ODTÜ gibi devrimci mücadelede sesini duyurmuş yerini belirlemiş bir okulda, jandarma ve işçilerin böyle davranışlara tanık olmasının onlar üzerinde nasıl olumsuz bir etki bırakacağını, burjuvazinin yalan ve iftiralarına kanmalarına nasıl bir zemin hazırlayacağını düşünmeli ve bunu hiç bir zaman akıldan çıkarmamalıyız."
