Ey İnsanlar derdimiz çok değil mi?
Gelecek kaygısı, ekonomik sorunlar, çocuklarımızın durumu, psikolojik durumlarımız, aile düzeni gibi sayısız konularda sıkıntılarla boğuşuyoruz.
Ey Toplum ve toplumu oluşturan unsurlar!
Bir karışıklık yaşıyoruz, güven sorunu, terör sorunu, kompleks yapılar, çözüm olsun diye sorun üreten yeni yaklaşımlar ve kurumsallaşmalar çelişkiler ve huzursuz bir yaşam alanı.
Ey Devlet ve yöneticileri!
Ferden ve toplumsal sorunların birikerek bir sistem sorunu haline geldiği yapıyla uğraşmak buradan istikameti açık bir devlet ve millet olmayı başarmak ne de güç görünüyor.
Ey Dünya ve mevcut Dünya düzeninin muktedir devletleri gizli açık güç odakları!
Hesaplarınız tutmuyor, kininiz artıyor böylece.
Daha çok sömürü daha çok insan canı olmadan sürdüremiyorsunuz iktidarınızı.
Ve insan olmak dışında bir formla yetinmek zorunda kalıyorsunuz.
İnsan olmak tadını bilmeden gebermek zorunda kalıyorsunuz.
Siz insanlık dışı formla şeytanı kıyamete kadar sürdürüyorsunuz.
Şimdi size bütün bu dertlerden kurtulmanın yolunu söyleyeceğim.
Bir kez olsun yeryüzünü de memnun edecek bir insanoğlu tarifinden bahsedeceğim.
O da şudur:
İnsanlar güzeli bütün âlemlere rahmet gönderilen Hz. Muhammed'in (sav)in tebliğine kulak verin göz atın okuyun anlayın ve iman edin. Bir kez daha ve yaşanılan her günün tekrarıyla.
Başka çaremiz yoktur.
Muhakkak ki Allâh, hakkını vermeyi, ihsanı (iyilik yapmayı) ve yakınlara cömert olmayı hükmeder. . . Fahşadan (nefsanî davranışlardan), münkerden (imanın gereklerine ters düşen fiillerden) ve bagiyden (zulüm ve hakka tecavüz) nehyeder. . . Düşünüp değerlendirmeniz için öğüt veriyor.
