İlk annemiz Havva'dan başlayan kadınların hikayesinden bahsedelim biraz.
Hazır bütün kadınların hikayesi 8 Mart gününe bağlanmışken
Kedilerinde ayına denk gelen bu anlamlı günden.
Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır gibi anlamlı bir atasözü varken.
Mart martladı, tavuk yumurtladı.Tavuklar martta yumurtlamaya başlar
Önemli bir şey.Civciv olmaktan tavukluğa geçiş.
Kız olmak kadın olmak gibi bir şey olsa gerek.
Kadınları ,grev yaptıkları için fabrikaya kilitleyen ve yakan bir medeniyetin kadınlar günü ilan etmesinden daha aşağılık bir ikrar daha adi bir suç bastırması olabilir mi?
Böylece tespit yapıp devam edelim.
Adem(a.s.)başına bela açmış olmasına rağmen sevgilisi Havva'nın peşinden dört dönmektedir.
Aramaktan perişan yorgunluk çökmüş uyumaktadır.
Önce Havva görür Ademi hasretinden ölmekte olsa da uyandırmaz Ademi ve geçer yan tarafta kendi uyumaya başlar.
Ademin uyanması ve kendisini fark etmesini ister.
İsterseniz hikayenin bize öğrettiklerine dair genel ilkleride araya serpiştirelim.
Evet böyle daha iyi olacak.
Güzel davam edelim öyleyse.(Yalçın Küçük'ün kadınına sevgisi örnektir.)
Evet fazla yoldan çıkmadan konumuza dönelim.Konunun zaten böyle bir potansiyeli var kaşınmayalım.
Birinci ilkemiz: Erkek bütün konfora rağmen(Adem cennettedir)kadına karşı zayıftır.Eşitlik ilkesi ilk yarayı aldı.
İkinci ilkemiz: Erkekler kadın karşısında normalde kullandıkları zekanın ancak dörtte birini kullanabilmektedir.Ey Adem babamız yorgunluktan perişansın uyudun yanında olmayan Havva bir baktın karşında uyuyor.Numarayı çaksana.Yani kadınların oyunları karşısında erkek pek zayıftır.
Şükür ki Ademde olayı çakıp uyumaya devam etmemiş.
Gerçi kadın ve erkek meselesini sadece ilk erkek ve kadın üzerinden açıklamaya devam etmeyelim.Çünkü bu iki ilk atamız kadın ver erkeğin özel durumları var.
Her ikiside anne ve babasız.
Ayrıca tek eşliliğin ilk örneğidir Adem babamız.
Elinde Havvayı kıskandıracak bir imkanı yok demek istiyorum.
Ve sonrasında ne kadınlar geldi geçti dünyamızdan.
Rahmetle analım Atilla İlhan ne demiş.
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular.
Bu amazonlar ne güçlü kadınlarmış erkeklerle eşitlik felan kabul etmezlermiş.
Kadın öyle bir mıknatıs gibi birşeydir ki en güzel en heyecan verici kavramları mülkü yapar yedinde tutar.
Aşk gibi, analık gibi, Naz gibi, haz gibisi bile fazla.
"Entrika" kelimesi kadın olmasa yeryüzünde sözlüklerde yer almayacaktı nerdeyse.
Koca koca imparatorlukları erkekler binbir zahmetle kurarlar kadınlar küçük bir entrika ile yıkarlar.
"Mukayese"ah ne can alıcı durmaktadır aynanın karşısında.
Kralın, Padişahın Hakan'ın adı her neyse bunların akrabaları değil genelde karısının akrabaları saltanat sürerler hep.
Birde meşhur kadınlardan bahsedecektim size
1.Elizabet beni haklı çıkarırcasına şöyle diyor: Tanrı bana bir kadının zayıf vücudunu vermiş olsa da, bir kralın yüreğine ve midesine sahibim"Çoğu zaman aklına da diye eklememiş hanımefendi.
Kösem ne diyor:"Harem ne ki? Dünyayı ben yöneteceğim!"
Adını hatırlamıyorum bir kadında "Çirkin kadın yoktur.Tembel kadın vardır demiş.
Peki nedir bu eşitlik meselesi, İşte hukuk devleti dediğimiz kavram başlığı altında kadınların da erkekler gibi yasal imkanlardan faydalanması.En başlıcası seçme ve seçilme hakkı.Şükür ki bu konuda cumhuriyetimiz başarılı bir sınav vermiştir.
Lakin seçme konusunda kadınları kimse geçemez.Onlar istediğini seçebilen tek varlıktır.
Biyolojik ve bir çok nedenden dolayı farklı hassasiyetleri ve özellikleri olan kadınların, erkek zoralanmasına tabi tutularak; şekli bir eşitlik anlayışı altında ezdirilmesi yanlıştır.
Kadın üretkendir lakin bu aynı zamanda erkekle aynı sınava tabi tutulma zorluğu anlamına gelmemelidir.
Kadına yakışanların sayısını gördükçe insanın(adamın) kendisini de o haneye dahil edip aradan çekilesi geliyor
Vesselam.
Bir yönüyle gün dedin mi yapısal olarak kadına yakışan birşey.
kutlu ve mutlu olsun Ey kadınlar.
Şiirler sizin için Şairlerde öyle.
GÜNÜN ESİNTİLERİ
-Akış çürüyor gönle ihanetinden.
-Fakir gibi yaşamak zenginler için ne pahalı bir şeydir.
