Hüseyin Kaya

Hüseyin Kaya

14 Nisan 2017, Cuma

Özgür İktidar

Parlementer Demokrasi bize ne kazandırdı?

Doğrusu dört başı mamur bir uygulamaya dönüştüremediğimiz bir yönetim biçiminden söz edebiliriz.

Bütün modern sistemlerin kutsanmış kavramı "Milli İrade" parlementer sistemde ne kadar karşılık buldu?

Sayalım parlementer sistemin büyük arızalarını?

Atanmışların seçilmişlere boğdurulduğu bir tecrübeden bahsedebiliriz.

"Açık oy gizli sayım" kalıbında ifade edilen bir milli irade oyunu.

Ve ne zaman milli irade büyük bir gerçekleşme ile kendini ifade etse derhal müdahale yöntemleri devreye girmiş bir tarih karşımıza çıkıyor.

Katil bir parlementer sistem, ihtilalci bir parlementer sistem, vesayetçi bir demokrasi.

Menderesi idam ettiler, Denizi karşılığında diyet veren intikamcı bir yönetim tarzı.

Erdal Eren'i, büyüterek boğduran bir giyotin sistemi.

Cayır cayır, insanların yandığı bir tarih olarak kalmış benim aklımda.

Etnik ayrışmadan bir terör örgütü çıkaran bir sistemden neyi kastediyoruz?

28 Şubatı hatırlayın en çok oyu almış Refah Partisi'nin lideri Erbakan Hocaya bir tuğgeneralin ağır hakaretleri.

Askeri milli iradenin karşısına diken bir algı parlementer sistem.

Milletin sürekli kontrol altında tutan bir güvenmez buyurgan yapı.

Sermayenin rengine göre tavır gösteren bir despotizm.

Verimsiz kaynak kullanımı. Talan rejimi yani.

Ve seçimlerin onaylama makamlarını emreden bir yetersiz demokrasi.

İcazet rejimi. Ne kadar oy alırsan al belli yurt içi ve dışı mihraklardan okey alınma mecburiyeti.

Kuvvetler ayrılığının kuvvetler devletine dönüştüğü tembel ve hasis bir alışkanlık.

İşte demokratik parlementer sistem tarihimizden aklımıza bir çırpıda gelenler.

Şimdi Baykal gibi bir siyasi dehayı iktidara bir türlü getirmeyen anlamsız bir yapı. Nasıl olurda bir sol iktidara sıra gelmemiştir. İktidar algısının değişmediği fasit bir siyasi anlayış.

İşte bu ne olduğu konusunda hem fikir olunmayacak yapının başımıza örmediği çorap kalmamıştır.

En son ciddi saldırılara muhattap olan bir siyasal düzen.

Gezi isyanını hatırlayınız. Sistem kendi enstrümanlarıyla olayı çözemedi. Sayın Erdoğan kendi arkadaşlarının da tersine bir inisiyatifiyle sorunu çözebilmiştir.

15 Temmuz darbe girişimi aslında nedir biliyor musunuz?

Başında dini bir yapılanma olan FETÖ yapılanmasının demokratik parlementer sistemin seçimlerin bir iktidar belirleme yetisi olmadığını görüp devleti içinden ele geçirme operasyonudur. Yani milli iradenin bir anlamı olmadığını şimdiye dek hepimiz gördük.

Bu değişmemeli ise bu yapı devam ettirilmeli deniyorsa sözün bittiği yerdeyiz demektir.

İşte bu kavşakta sistemin kendi dönüşümünü musibetlerden çıkardığımız dersler belirleyecektir.

Bir sistem değişikliğine gidiyor olmamızın bize sağlayacağı en önemli şey özgür bir millet tercihinin özgür bir iktidar belirleyip belirleyemeyeceğidir.

Eğer belirlenecek iktidar özgür olacaksa; icazete gerek duymayacaksa, sistem manipülasyonlarıyla malul olmayacaksa o zaman yeni bir inşa süreci başlatabileceğiz.

Ve bu süreç milletin ittifakının fazlaca arandığı bir oranla güçlü ve özgür bir iktidarla yol alabilecektir.

En büyük denetim mekanizması olan milletin hafızası ve derin izlemesi olacak olan bu sistem millet adına röl çalanları da böylece büyük oranda tasfiye etmiş olacaktır.

Figüranların başrol beklentisi bitmiş bir yapıya kavuşacağız.

İktidarda bu dönüşümden zihinsel ve pratikte payını nasıl almalıdır?

Bu ve benzeri meseleleri de referandumdan sonra değerlendirelim.

Milletin birliği ve vatanın bütünlüğü devletin gelişerek bekasının sürdürülmesinden daha önemli ne olabilir?

SON DAKİKA