İdris Kardaş

İdris Kardaş

30 Eylül 2017, Cumartesi

Mısır’ı Sömüren “Demokratik” Devletler

"Bence el-Sisi mükemmel bir lider. Mısır'ın konumu Akdeniz'de kesinlikle çok önemli ve sanırım bir çok kriz, polemik ve gerginlik sonrasında, Mısır el-Sisi'nin liderliğinde geleceğe yatırım yaptı. Açıkçası bu, çok uzun, çok zor bir yoldur ve bu süreci desteklemek için çok çaba gerekir. Çok samimi olmama izin verin lütfen. Bu andan itibaren, Mısır yalnızca el-Sisi liderliğinde kurtulacak. Onunla dostluğumdan gurur duyuyorum ve barış yönünde ona destek olacağım."

İtalya Başbakanı'nın Matteo Renzi'nin, Al Jazeera muhabiri Barbara Serra ile Temmuz 2015'de yaptığı röportajdan bir alıntıyı okudunuz. Bu konuşmadan on gün sonra ise İtalya ile Mısır arasında petrol ve doğalgaz arama ile petrol rafinerilerinin geliştirilmesine yönelik beş farklı petrol ve gaz anlaşması imzalandı. Anlaşmaların toplam hacmi 3,5 milyar doları buldu.

Ağustos ayında ise İtalya'nın en büyük petrol üreticisi Eni Petrol ve Doğalgaz şirketi, Ortadoğu'da bugüne kadar bulunmuş en büyük doğal gaz rezervini keşfettiklerini açıkladılar. Bu rezervin yaklaşık yatırım maliyeti ise $12 milyar dolar olarak belirlendi. Ayrıca yine İtalyan Edison firması da benzer bir araştırma için Mısır'ın farklı bölgelerinde çalışmalarına devam ettiklerini açıkladı.

Sadece İtalya mı? Örneğin Fransa, Mısır'la yaptığı 24 savaş uçağı ve savaş gemisi anlaşmaları ile bütçesine 5,2 milyar euro kattı. 16 helikopter ve yaklaşık bin mürettebat kapasiteli uçak gemileri üzerine anlaşma yapan Fransa, Mısır'da 400 kişilik ekibin eğitimini üstlendi. Hollande'nin ziyaretinde imzalanan diğer anlaşmalar ise, İskenderiye'de kanalizasyon arıtma merkezi, Ramses tramvay hattının modernizasyonu, elektrik santrali, Rüzgar enerjisi, modern ulaşım, yenilenebilir enerji, turizm, sanat ve bilim dallarına işbirliği, Paris'te Süveyş Kanalı fuarı organizasyonu, Mısır-Fransa kültürel işbirliği, Sina'da güneş enerjisi, doğalgaz, metro, elektrik transferinden oluştu.

Almanya Şansölyesi Merkel de bu sırada boş durmadı. 2015 yılında Mısır Elektrik Bakanlığı ile Elsewedy Electric ve Siemens şirketleri arasında değeri 240 milyon Euro olan 6 trafo istasyonu inşa edilmesini içeren anlaşma imzalandı. Avrupa'nın en büyük teknoloji şirketlerinden olan yine Alman Siemens firması ile Mısır hükümeti arasında 8 milyar Avro enerji anlaşması imzalandı. 2017'nin Ağustos ayında yine Almanya'nın Mısır'a sattığı dört denizaltıdan ikincisi teslim alındı. Dört denizaltının değeri 1 milyar Avro değerinde.

Diğer Batılı ülkelerin ve Rusya'nın yaptığı anlaşmalar, kopardıkları imtiyazlar da bunlardan farklı değil. Meşrulaştırılan bir darbe, ölen binlerce insanın ardından demokrasiye kan bulaşıyor ancak ticaret ile bu kan Batı nezdinde temizleniyordu. Bunun 15 Temmuz ile de ilgili yanı var elbette. Türkiye 15 Temmuz'da darbe ile düşseydi muhtemelen birçok Batılı ülke Mısır'daki gibi imtiyazlar koparmak, Türkiye'yi sömürge ülkesi haline çevirmek için ilk günden darbe yönetimini tanıyacaklardı. Darbeye maruz kalmış ve seçilmiş iktidarı aylar sonra ziyaret eden "demokrat" Batılılar, darbe başarılı olsaydı birkaç gün sonra Ankara'da ağırlanacaklardı. Bol bol demokrasi soslu konuşmalar eşliğinde Türkiye'nin öneminden bahsedeceklerdi.

Not: Mısır darbesi ile 15 Temmuz darbe/işgal girişimini geniş bir şekilde ele aldığım bir makaleyi Ekim ayında kitapçılarda bulabileceğiniz "Dış Politika" adlı dergiden okuyabilirsiniz.

SON DAKİKA