İdris Kardaş

İdris Kardaş

23 Kasım 2017, Perşembe

Soçi: Oyun kuruculukta bir adım

Suriye'de halkın kitlesel olarak Esad rejimine başkaldırması ile birlikte Esad rejimi tarafından kitlesel katliamlarla engellenmeye çalışıldı. Batı dünyası ve BM, sorunu çözmek ve Esadın yaptığı soykırımı önlemek için yıllar içinde Cenevre'de tam altı toplantı yaptı. Günler süren toplantılarda saatlerce konuşuldu, on binlerce sayfalık görüşme tutanağı tutuldu.

Bazı toplantıların öncesi ve sonrasında Esad, kimyasal ve biyolojik silahlar kullanarak adeta Cenevre'yi organize edenlerle dalga geçti.

Kitlesel katliamlar Batı dünyası tarafından kanıksandı. ABD yönetiminin "Kırmızı çizgimiz" diye nitelendirdiği kimyasal silahlar defalarca kullanıldı. Milyonlarca insan göçe zorlandı. Ne var ki Batı dünyası ve BM, bu vahşeti sadece izlemekle yetindi.

Türkiye'nin akan kanı ve bu vahşeti durdurmak için siyasi partner olarak terci ettiği Rusya ve İran ile birlikte Astana'da "çözüm merkezli" barış görüşmelerini başlattı. Astan Süreci olarak adlandırılan bu görüşmelerde alınan kararlarla Suriye'de güvenli bölgeler oluşturuldu. Oluşturulan bu bölgelere Suriye halkı topraklarına dönmeye başladılar.

Cenevre'nin birbirinin tekrarı ve çözüm üretmeyen toplantılarının aksine Astana'da gerçekleştirilen her toplantıdan sonra Suriye halkı için somut yeni bir adım atılıyordu. Çatışmasızlık bölgeleri arttırılıyor ve terörist unsurlar bu bölgelerin dışına itiliyordu.

Astana Süreci'nin son toplantısında alınan bir kararla Soçi'deTürkiye, Rusya ve İran arasında üçlü bir zirve gerçekleştirildi. Zirve sonunda alınan kararlar, Türkiye'nin bölgede oyun kurucu olduğunun delilidir.

Türkiye'nin istediği Esadsız Suriye için ilk adım atıldı. BM nezdinde Suriye'de ve mültecilerin yaşadığı kamplarda geçiş süreci için referandum yapılacak. Referandumla birlikte Esad'ın gideceği kesin.

Türkiye'nin Suriye'de bir PKK/PYD Terör Koridoruna karşı sert tutumu da karşılık buldu. Rusya'ın bütün ısrar ve hatta zaman zaman dayatmalarına rağmen, bu terörist unsurlar masada yer bulamadı.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın Soçi Toplantısı'ndan sonra yaptığı basın açıklaması, Türkiye'nin izin vermediği veya onaylamadığı hiçbir gelişme bölgede yaşanamaz. Erdoğan'ın "Türkiye, terör örgütleri ile bir çatı altında veya bir masada buluşması düşünülemez böyle bir şey asla olmayacaktır" sözü, sadece PKK/PYD terör örgütüne değil, dünyadaki bütün terörist örgüt ve yapılanmalara karşı bir meydan okumadır.

Bu gün dünyanın jandarmalığına soyunan ABD'nin bile bir çok ülkede terörizm ve teröristlerle iş tuttuğu veya iş tutmak zorunda olduğu bir dünyada Türkiye'nin terörizmin her türlüsü ile arasına net bir çizgi koyması, sadece bölgemiz için değil, dünya için de bir umuttur.

Geçtiğimiz haftalarda, ordu içerisine sızmış teröristler tarafından darbe ile devrilmeye çalışılan, Venezüella'nın meşru lideri Maduro ve halkının yanında yer alması, Türkiye'nin dünyanın her tarafında terörizmle mücadeleye kararlı olduğu bunun delilidir.

Türkiye, bazı devletlerin terörist ve mali yapılarla işbirliğinegiderek boğmaya çalıştığı Venezüella hükümet ve halkıyla mali ve ticari ilişkileri sonuna kadar geliştirmeye başladı. Venezüella petrolüne kendi pazarının kapısını ardına kadar açtı.

Adil oyun kuruculuk budur aslında. Türkiye, Silah zoruyla ya da farklı yöntemlerle baskı altına almak dönemini kapatıyor bu adil tutumuyla.

Bazı Avrupa Birliği üyesi bazı ülkeler bile Türkiye'nin bu adil oyun kuruculuğunun yanında yer aldıklarını açıklamaları tesadüf veya geçiştirici değildir. Türkiye'nin bu adil anlayışının bir çıkış yolu olduğunu gördüğü için ülkemizden yana tavır koyuyorlar.

Bu gün sadece Ortadoğu'da değil, Balkanlardan, Viyana kapılarına kadar Türkiye'nin onayı olmadan bir taşın yerinden kıpırdatılması artık imkansız hale geldi. Bu yüzdendir ki Belgrad'daki Sırp yönetimi dahi Türkiye'yi en büyük siyasi ve ticari partner olarak gördüğünü açıkladı. Sırbistan Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu'nun gecenin bir yarısına kadar Erdoğan'ın uçağını Belgrad Havaalanında beklemesi de bu oyun kuruculuğunun sonucudur.

Sayın Erdoğan'ın gerek Suriye görüşmelerinde ve Gerekse Kiev, Belgrad veya başka başkentteki adil, eşitlikçi, kararlı ve mütevazı tutum ve davranışı Türkiye'nin güçlü bir oyun kurucu olduğunun ispatıdır.

SON DAKİKA