Mehmet Metiner

07 Ekim 2014, Salı

Babasının genlerini taşıyan edep yoksunu bir oğula anladığı dilden bir cevap

Ahmet Altan'ın Başbakan iken Erdoğan'a yönelttiği o edep dışı ve bozuk ağzını hatırlatmaya gerek yok…

Altan'ın Erdoğan'a dair övgü boyutunu aşan sözlerini de bilen biliyor…

Altanlar ilginç bir aile…

İşlerine geldi mi övgüde sınır tanımıyorlar, çıkarları bozuldu mu düşmanlıkta sınır tanımıyorlar…

Ne ahlaki kaygıları var, ne ilkesel duruşları…

Star gazetesinin başyazarlığını yaptığı dönemlerde kardeş Altan'ın da tavrı farksızdı…

Erdoğan'a dair yazdıkları arşivde duruyor.

Erdoğan ve bakanlarıyla nasıl afra tafra yaparak dolaştığını da herkes biliyor…

Sonra kişisel itibar bahsinde konumlar değişince nasıl ahlak ve edep sınırları tanımadan düşmanlık yaptığını da herkes gördü.

Görüyor.

Şimdi Ahmet Altan'ın oğlu babasının ve amcasının mirasını sürdürüyor.

Allah akıl fikir versin demeyeceğim.

Çünkü akla ve fikre ihtiyacı yok.

Ama ahlaka, edebe ve haysiyete ihtiyacı olduğu besbelli…

Benim AYM başkanı Haşim Kılıç'a yönelttiğim eleştirilerden ne hikmetse "oğul" rahatsız olmuş.

Sakıncası yok.

Ama rahatsızlığını öyle terbiyesiz bir üslupla dile getirmiş ki, işte orada dur! deriz…

Aklın da fikrin de senin olsun, ama edepli ol deriz…

Biliyorum edep bahsinde yeri olmayan birine "edepli ol!" demek de kar etmez ya, neyse…

Benim memleketim olan Adıyaman'dan AYM Başkanı Kılıç'a yönelttiğim eleştiriler için şöyle diyor:

"Anayasa Mahkemesi'nin Torba Yasa'yla ilgili aldığı "oh dedirten" kararlardan belli ki çok rahatsız olmuş ve saklandığı çukurdan çıkma gereği duymuş Metiner…"

İnsanın zihniyeti ve ahlakı "çukur" olunca herkesi kendisi gibi zanneder işte…

Bir defa sen "çukur" bahsinde hiç konuşmaması gereken bir insansın, unutma…

Çünkü "çukur" bile sen söz konusu olduğunda bir "seviye" ifade eder...

Evet, AYM'nin iptal kararından çok rahatsız oldum, çünkü kaç zamandır AYM fiilen ülkeyi yönetmeye kalkıştığı için, parlamentonun iradesini hiçe saydığı için…

Evet, rahatsızım çünkü, askeri rejimlerin bir ürünü olan AYM'nin kuruluş amacına uygun olarak yeniden siyasetin başında demoklesin kılıcı gibi tutulmaya başlandığını gördüğüm için, milli iradeye karşı bir bürokratik vesayet organı gibi çalıştırıldığına şahit olduğum için rahatsızım…

Ben millet iradesinin temsilciyim, bürokratik vesayetin değil…

Dolayısıyla kendi irademe sahip çıkmamdan veya kendi irademe yöneltilmiş bir tehditten rahatsız olmamdan daha doğal ne olabilir ki?

Dün AYM başka bir amaçla milli iradeye karşı çıkan bürokratik bir vesayet organı gibi çalışıyordu, yeni dönemlerde de başka bir amaçla karşı çıkmaya devam ediyor…

Vesayetin bu yeni türüne veya renk değiştirmiş biçimine karşı çıktığımı söylüyorum ey "oğul", sen niye rahatsız oluyorsun bundan?

Deden 27 Mayıs darbesini alkışlamıştı. Baban ise 28 Şubatçılara arka çıkmıştı. Sen ise yeni zamanların bürokratik vesayet organlarını ve paralel yapıları Erdoğan düşmanlığı temelinde savunmayı belli ki çok seviyorsun.

Eminim ki Erdoğan liderliğindeki AK Parti'nin askeri bir darbeyle devrilmesine herkesten önce sen alkış tutarsın…

Ey "oğul" şöyle demişsin:

"Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye?". Tabii bu durumda insan, "Keşke üçüncü bir şık daha olsaydı" diye içinden geçirmeden edemiyor."

Ben senin için ikinci şıkkı şimdilik tercih ediyorum. Çünkü seni tarif edecek bir kategori henüz bulunmadı ey "oğul"!

Bulunacağını da zannetmiyorum…

"Uzun zamandır ortalıkta görünmeyen AKP'li Mehmet Metiner yine kendisine yakışan abuk sabuk bir çıkış yaparak, "Ben daha ölmedim" diyor."
Ey "oğul" bilmiyorsan öğren:

Haftanın iki günü Yeni Şafak'ta düşüncelerimi dile getiriyorum.

Neredeyse her gün televizyonlarda fikirlerimi dile getiriyorum.

"Ben ölmedim" psikoloji de, abuk sabuk çıkışlar da doğrusu size çok yakışıyor.

Çünkü üstünüzde hep duruyor bu psikoloji…

Abuk sabukluk, üslubunuz ve tavrınız karşısında çok temiz kalır…

Haşim Kılıç'ın AYM'si son günlerde çok hızlı çalışmaya başladı.

Özellikle de meclisin çıkardığı kararları iptal etmek bahsinde…

Neye dayanak iptal ediyor çıkardığımız kanunları?

Anayasaya aykırılık iddiasıyla değil mi?

Peki Anayasanın amir hükmü ne diyor:

"Gerekçeli karar yayınlanmadan iptal kararları açıklanamaz."

Bak ey kendini bilmez, baba kontenjanından yazar geçinen paşa torunu kibirli "oğul", ben Anayasa'ya açıkça aykırı hareket eden ve bu ülkede bir muhalefet partisi lideri gibi konuşarak siyasi otoriteye meydan okuyan Haşim Kılıç zihniyetini ve onun başındaki bürokratik vesayet organı olan AYM'ye karşı demokratik bir tepki veriyorum…

Sana ne oluyor?

Haşim Kılıç'ın ve diğer üyelerin Anayasaya aykırı hareket etmeye hakları mı var?

"Yeni Türkiye"de bu anlayışla hareket eden AYM'ye yer olmadığını söylüyorum, "oğul" Altan kalkmış bana hakaretler ve küfürler savuruyor…

Sevsinler sizin demokratlığınızı…

"Korku iklimi oluştu" ve "direnin" çağrısı, bir AYM Başkanının sarfedebileceği bir söz olamaz.

Kendi kurumunda kral gibi hareket eden birinin, kendisiyle ve paralelcilerle ters düşen herkesi kapı dışarı eden birinin "korku iklimi"nden bahsetmesi sizce de paradoks değil midir?

Ben de milletimizi kendi iradesine sahip çıkmaya çağırıyorum.

Bu ülkenin yargıçlar eliyle yönetilmeye kalkışmasının milli iradenin iptali anlamına geleceğini söylüyorum.

"Oğul" Altan bu sözlerimden rahatsızlık duyuyorsa sevinirim, çünkü onunla aynı safta görünmek benim için züldür.

Unutma ey "oğul" hangi dilden anlıyorsan o dilden karşılığını alırsın…

27 Mayıs, 28 Şubat darbelerine ve askeri darbe ürünü bürokratik vesayet organlarına arka çıkan genlerinize sahip çıkman, baban gibi ağzını bozarak konuşman sana çok yakışıyor.

Tevarüs ettiğin genlerin hakkını veriyorsun, bravo ey "oğul"!

SON DAKİKA