Mehmet Metiner

02 Şubat 2015, Pazartesi

HDP barajı aşar mı?

O bir kısım liberal sol çevrelerin tek derdi: HDP…
AK Parti'nin karşısına HDP'yi dikmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar, dillerinden geldiğini de esirgemiyorlar…
Erdoğan'ın "diktatör" olduğunu keşfedenlerin Erdoğan liderliğindeki Ak Parti'nin karşısına dikmeyi çalıştıkları HDP'ye kimlerin ne telkinlerde bulundukları biliniyor.
HDP'nin Eşbaşkanı Demirtaş tam da onların diliyle konuşuyor.
Onların aklına da pek bir önem veriyor.
Kendisi Cumhurbaşkanlığı seçiminde o yüzden tipik bir Nişantaşı Kürdüne dönüştü o yüzden.
Kendisine akıl verenler ondan öyle davranmasını istediler.
O da öyle yaptı.
Erdoğan düşmanlığında sınır tanımayan, ama beyaz Türklerin hassasiyetlerine uygun hareket eden beyaz Kürt profili…
Onun üzerinden tehditler yağdırmaya başladılar şimdiden…
HDP barajı aşmazsa çok kötü olur, felaket olur yollu açıklamalar gırla gidiyor…
Niye öyle olsun?
Bu ülkede CHP de, MHP de baraj altı kaldı.
Ama hiçbirisi silaha sarılmadı.
Sokaktan iktidar devşirmeye çalışmadı.
Tehditler savurmadı.
HDP'nin ayrıcalığı ne?
Yoksa o da bir siyasal parti değil mi?
HDP kendi kurumsal kimliğiyle seçime girme kararı alıyorsa siyasi sonucuna da kendisi karar verir.
Bizim sözde demokrat liberal solcularımız, yani Demirtaş'lara akıl hocalığı yapan zevatı na-muhterem öyle demiyorlar.
Diyorlar ki: "HDP meclise giremezse çözüm süreci biter."
Çözüm sürecini o zevat bitirmeye pek meraklı…
Bir kere belirtmek isterim ki çözüm sürecinin amaçları arasında HDP'yi kendi kurumsal kimliğiyle seçime girerse baraj altında bırakmamak gibi bir mecburiyet yok.
Başka bir ifadeyle ne yapıp edip HDP'yi yüzde 10 barajının üstüne çıkarmak gibi bir zorunluluk zinhar yok…
Çözüm sürecini HDP'nin baraj şartına bağlamak tam bir artniyet örneğidir…
HDP rüştünü ne zaman ispatlayacak bilemiyorum…
İkide bir de silah üzerinden laf sokuşturmaya pek meraklı bir HDP'nin siyasi çözümün bir aktörü olabilmesi ne mümkün!
HDP kendi kararını kendisi veriyorsa bu kararının siyasi sonuçlarına da demokratik olgunlukla katılmalı.
"Çözüm süreci biter, felaket olur!" türünden cümleler kuruyorsa oturup konumunu sorgulamalı.
Konumunu sorgulamalı ki kimlerin kendisini nereye oturttuğunu görme imkanı olsun.
Veya kimlerin siyasetinin taşeronu haline dönüştürülmek istendiğini anlasın.
Görür mü anlar mı?
Pek sanmıyorum…
Belki İmralı'dan gelen yeni bir talimat doğrultusunda siyasi pozisyonlarını tekrar gözden geçirirler…
Diyeceğim o ki, HDP barajı aşmazsa kıyamet kopmaz.
Çözüm süreci de sekteye uğramaz.
Çünkü çözüm sürecinin sahibi biziz.
Çözüm süreci HDP'nin değil PKK'nın elindeki silahları almak ve onları yeniden topluma kazandırmak için sürdürülen bir süreçtir…
HDP bu sürecin mesaj taşıyıcı bir aracı sadece…
"Postacı" demeyi kendilerine bırakıyorum.
Kendi milletvekillerini rollerini bu kavramla açıklıyorlar zaten…
Çözüm süreci HDP'ye rağmen devam eder, çünkü yeni dönemde "postacı" bulmakta devlet/hükümet zorlanmaz.
HDP kendini daha fonksiyonel bir aktöre dönüştürmek istiyorsa hem siyasal pozisyonunu gözden geçirmeli, hem akıldanelerine bakmalı, hem de dilini değiştirmeli diyorum…

SON DAKİKA