Türkiye halkı, 15 Temmuz darbe girişimindeki kahramanlık destanından sonra 7 Ağustos günü yapılan Demokrasi ve Şehitler mitinginde de bir destan yazdı.
Yaşlısıyla genciyle, çocuğuyla engellisiyle, her görüş ve düşünceden insan eline Türkiye bayrağını alıp Yenikapı'ya koştu.
Cumhurbaşkanı'ndan, Meclis Başkanı'ndan, Başbakan'dan,Genelkurmay Başkanı'ndan, Kılıçdaroğlu'na ve Bahçeli'ye kadar bir çok kesimi ve partiyi temsil eden liderler söz aldı mitingde.
Bir çok STK,cemaat ve tarikat önderi ile sanatçılar da katıldılar bu insan seline.
Yani oraya gelen herkes sadece Erdoğan için ya da Ak Parti için gelmemişti.
Ellerde sadece al yıldızlı bayraklar yüreklerde de sadece tek millet,tek vatan,tek bayrak ve tek devlet bilinci vardı.
Blue-jean'li gençler tekbir getiriyor, başörtülü teyzeler Atatürk resimli Türkiye bayrağı sallıyordu.
Her lider çıktığında ayrı bir coşku ve tezahüratla halk tepki gösteriyordu.
Liderlerin her biri teker teker darbeyi ve FETÖ' yü kınarken halk ortak bir şekilde yuh çekiyor, beraberlik mesajı verirken de yine herkes beraber alkışlıyordu.
Erdoğan bu durumu "Bu görüntü düşmanları 16 Temmuz sabahında darbeyi yapamadıklarını anladıkları kadar üzdü" ve ''Darbe başarılı olsaydı bu coğrafyayı altın tepside sunacaklardı''şeklinde çok isabetli iki cümleyle yorumladı platformdan.
Birliğimize, beraberliğimize, özgürlüğümüze ve demokrasimize bütün bir Türkiye olarak sahip çıkmamız gerektiği yönünde mesajlar verdi...
Öte yandan halk tarafından gelen "İdam isteriz" sloganına Erdoğan "Bu istek meclisten geçerse altına imzamı atarım. Sonuçta Avrupa'da olmayabilir ama Japonya'da ve Amerika'da var. Bizde neden olmasın?" şeklinde yanıt vererek darbecilere hiçbir şekilde müsamaha gösterilmeyeceğini ifade etti.
TSK'da askeri liselerin kaldırılması ile tek tip subay yetiştirilmesindense her türlü liseden öğrenci alınarak TSK 'nın daha demokratik bir bünyeye büründürülmesinden bahsetti.
TSK'da buna benzer atılacak adımlarla yüzyıldır süregelen "militarist ülke" yaklaşımının bitirileceğini ve bu durumun tarihe altın harflerle yazılacak bir gelişme olduğunu bizlere aktardı.
Binali Yıldırım, "Bu darbeyi yapanlara karşı İntikam duygusu ile değil, adalet duygusu ile yaklaşacağız" ve "Fetullah'ı Türkiye'ye getireceğiz" cümlesiyle gerçekten adaletin tecelli edeceği ve ülkenin önündeki FETÖ engelinin kalkacağı hususunda Erdoğan'la tam bir görüş birliğinde olduğunu gösterdi.
Bahçeli ve Kılıçdaroğlu da yine konuşmalarında aynı çizgide yürüdüler.
Kılıçdaroğlu her ne kadar 12 maddeli "yapılması gerekenler" listesi ile gelmiş olsa da kullandığı dil ve üslup nedeniyle tolere edilebilir bir konuşma gerçekleştirdi."Emrini Pensilvanya' dan alan kamu görevlisi" tanımı ile hâlâ FETÖ'nün emirlerine boyun eğen devlet memurlarının güzelce kulağını çekti...
Bahçeli'nin "Alim ve hoca görünümlü bir terörist" diyerek olabilecek belki de en doğru tanımla Fetullah'ı tanımlaması ise oldukça isabetliydi.
Bahçeli'nin şimdiye kadar yaptığı en istikametli konuşmalarından birini yaptığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Genelkurmay Başkanı'nın bir mitinge çıkıp siyasilerle beraber aynı sahnede konuşup, onlarla benzer mesajlar vermesi ise ülkemiz adına devrim niteliğinde bir gelişmeydi. "FETÖ; tarihimizde görülmemiş bir şekilde, vatanımıza, milletimize, Cumhuriyetimize bu zilleti ve rezaleti yaşatmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin şan ve şerefle dolu geçmişine kara bir leke sürmüştür" diyerek hem temsil ettiği TSK ile ilgili durumu yorumlarken bir yandan da diğer siyasilerle darbe karşıtı ve ortak düşman düşüncesi ile konuşarak ülkemizde çok güzel gelişmelerin olacağına dair işaretler verdi...
Sanatçıların her türlü farklı görüşe sahip olanından tutun da tarikat şeyhlerine, cemaat önderlerine kadar herkesin bu denli sahip çıkıp katılmayı görev edindiği böyle bir miting, değil Türkiye tarihi, dünya tarihinde dahi henüz görülmemiştir.
Bu birlik ve beraberlik duygusunu, FETÖ örgütünün sızdığı bin bir çeşit kurumdan da zamanla temizlenmesi durumu ile birleştirirsek çok güzel bir gelecek ülkemizi bekliyor demektir.
2023 hedeflerine ulaşabilmek, yeni Türkiye ülküsünü gerçekleştirmek, ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine çıkabilmesi ve artık tüm dünyaya şekil veren bir ülke olduğumuzu dünyanın idrak edebilmesi için bu zaman ve zeminin iyi değerlendirilmesi gerekiyor...
