Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

05 Haziran 2017, Pazartesi

Ufukta erken seçim mi var? New York'taki küresel öcüler!

Evet, iddia ediyorlarmış: Olası bir erken seçimi Erdoğan kaybeder!

Hayır efendim, kaybetmez! Aslında kaybedeceğine müddeiler bile inanmıyorlar.

Maksat, bir şekilde Erdoğan'ın gücünü kırmaya yeltenmek olsun, ama nasıl olursa olsun fark etmez.

İşte geçen gün CHP kulislerinde dillendirilen bu iddiayı gazeteci olduğunu söyleyen biri kuyuya atmış, kırk gazeteci çıkaramamış!

Hanımefendi, "Tayyip Erdoğan erken seçim kararı almaz, alırsa kaybedeceğini bilir... Olası bir erken seçimi hayırcı cepheyi temsil eden CHP kazanır..." gibisinden şeylerin CHP koridorlarında çınladığını falan yazmış...
Oysaki bu gibi haberlerin dikkat çekme arzusundan, medyada kendine yer açmak isteğinden kaynaklandığını Mısır'daki sağır sultan bile biliyor.

Zira Erdoğan kaybeder demek, "ben ne halkımı tanıyorum, ne de memleketimde yapılan seçim sonuçlarından haberim var" demektir...

Haa, bir de hayırcılar kafalarına şunu iyice soksunlar:

Ne önümüzdeki seçimde, ne de sonraki seçimlerde AK Parti'nin kaybetmesi için hiçbir mantıklı sebep yoktur!

Dev bir kriz patlasa da Erdoğan gireceği her seçimi çatır çatır kazanır, patlamasa da. (Bu ister erken seçim olsun, isterse de geç seçim olsun fark etmez!) Bu böyle ilanihaye devam eder gider... Bu acı gerçek karşısında hayırcı kuzulara da yalnızca ilenmek kalır... Vah vah! Yazık değil mi kuzulara!

Hadi yürüyünüz... Şu mübarek günde size yalnızca gülümsemekle yetinmek istiyorum, ama ağzımla değil tabii!

Bir Babıali zevzekliği

Sözcü gazetesinin işgüzarları Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri'ye basınımızın kadim geleneklerinden birini uygulamışlar. Aslında en hıyarca olanını da diyebiliriz...

Ecnebinin eline Türkçe gazeteyi tutuşturup, incelerken resmini çekmekten bahsediyorum...

Evet, Türkiye düşmanlığının suyunu çıkarmasıyla nam salan Kati Piri'ye bunu yapmışlar. Hiç mi hiç çakmadığı bir lisanda yayınlanan Sözcü'yü eline tutuşturup, bön bön bakarken resmini çekivermişler.

Güya akıllarınca bize şu mesajı vermişler: "AP'nin Türkiye Raportörü bizim gazetemizi okuyor, gazetemize sahip çıkıyor. Eğer bize yamuk yapmaya kalkarsanız ablamız ağzınıza biber sürer, hatta bununla da yetinmeyip sizi New York'taki küresel öcülere havale eder! Ona göre ayağınızı denk alın!" meselenin bir yanı bu.

Meselenin bir diğer yanı da, yeri Fetullah'ın yanı olasıca Kati Piri söyleyişi esnasında "Şecaat arz ederken merd-i kıptı sirkatin söyler" misali AB liderlerinin Erdoğan'dan korktuğunu ağzından kaçırmış. Sağolsun(!)

(Bunu zaten biliyorduk, ama onun ağzından duymak daha bir hoş oldu...)

Bakınız hanımefendi ne demiş: "Sözcü'ye operasyon, Erdoğan'ın katıldığı NATO zirvesi başlamadan hemen önce oldu. AB liderlerinin sesini yükseltememesi, cesaretlerinin olmamasındandır. Yoksa ne olup bittiğini (hınzır gibi) biliyorlardı."

Ha şöyle haddinizi bilin! Değil mi efendim?

SON DAKİKA