Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

29 Haziran 2017, Perşembe

Her esere "Atatürk" adının konmasını istemek

Maşallah öyle bir memlekette yaşıyoruz ki, mantık çeşitlerini saya saya bitiremeyiz.

Aristo mantığı, diyalektik mantık, asker mantığı, esnaf mantığı, ahbap çavuş mantığı falan filan...

Tabii bir de bunlara CHP mantığını eklemek lazım.

Saydığımız mantık çeşitlerini mantıkla az buçuk ilgilenenler bileceklerdir...

Asker mantığı, "Komutan nasıl emrederse doğru olan odur" şeklinde işlediği gibi CHP mantığı da her şeye "Atatürk adını vermek lazım" şeklinde işler.

CHP mantığının temelinde yandaş memnuniyeti ve Kemalistleri gıdıklama hevesi yatar...

Memleketi onlarca yıl tek parti diktasıyla yöneten CHP bu mantıkla hemen her şeye Atatürk adını takıp geçmiştir.

Tabii memlekette dikta rejimi söz konusu olunca, işin ucunda jandarma sopasıyla terbiye mevzubahis olunca, kimse de buna karşı ağzını açamamıştır...

(Haliyle her şeye aynı adı takmak ancak diktatörlükle yönetilen ülkelerde söz konusu olabilir...)

İşte bir iki gün önce bu kafada olan birisi CHP mantığıyla kuyuya bir taş attı.

Gerçi atılan taş çok bildik olduğu için çıkarılmasa da olur.

Ama gene de bu asmayı budamaya koyulalım...

Kulağını çınlattığımız kişi: Zülfü Livaneli. Hani şu etiketinde "meşhur müzisyen, politikacı, yazar..." yazan sanatçı...

Beyefendi, Çamlıca'da yapılan büyük camiye "Atatürk Camii'' adının verilmesini istemiş.

Bir de Taksim'deki "Atatürk Kültür Merkezi''nin yeniden yapılması halinde adının aynen korunacağına dair hükümetten garanti talep etmiş...

Üstelik bu konuda şimdiden kamuoyu oluşturulsun gibisinden iri laflar etmeyi de ihmal etmemiş.

Zülfü Bey, bu söylemiyle Kemalistleri okşamak istemiştir.

Eh, bu da en doğal hakkıdır.

Lakin herkes (Aleviler, Sünniler, komünistler, sosyalistler, azınlıklar, Süryaniler...) hükümetin yaptığı her yeni esere kendi gönlündeki "aslanın" adını önermeye kalkarsa bu işin içinden çıkılabilir mi?

Tabii bu tür atraksiyonlara AK Partilileri "ofsaytta bırakma girişimleri" de denebilir.

Bildiğiniz gibi Gata'ya Abdülhamid adı verilince CHP'liler çok pis bozum olmuşlardı.

Çünkü CHP mantığına göre Gata'ya ancak Atatürk adı verilebilirdi.

İşin tuhafı bu meret artık nasıl bir mantıksa hep bu şekilde çalışıyor. Bu mantığın değiştirilmesi, güncellenmesi de neredeyse imkansız...

Keza Kemal Bey de bu mantığa göre 3. Köprüye "Atatürk" adı verilsin dememiş miydi?

(Avrasya Tüneli'ne de, 3. Havalimanı'na da aynı ismi önermişti...)

Ama söktürememişti tabii. Her zaman olduğu gibi öylece şişip kalmıştı.

Hepsine de Atatürk desen, bu defa da "1. Atatürk Köprüsü/ Havalimanı, 2. Atatürk Köprüsü/Havalimanı, 3. Atatürk Köprüsü/Havalimanı" gibi bir saçmalık ortaya çıkmayacak mı Kemal Bey?

Bu karmaşayı görebileceğini umduğumuz Kılıçdaroğlu'ndan Çamlıca Camii'ne "Tayyip Erdoğan" adı verilsin şeklinde bir öneriyi de bekleriz doğrusu...

Ama böyle bir şey olmayacaktır. Zira buna CHP mantığı asla izin vermez!

Oysa ki, konulacak farklı isimler eserlere bir güzellik, bir hoşluk, bir çeşni, bir lezzet katacaktır.

Nitekim Amerika'da ve Avrupa'da da durum böyle değil mi?

Batı'da yapıtlara farklı isimler konulunca "demokrasi, cumhuriyet" elden gitti diye kimse ağlamıyor.

Ne acıdır ki, biz de CHP, Atatürk ve İnönü dışında bir isim esere konulunca "yandık bittik mahvolduk" diye hemen ağlamaya koyuluyor...

Hasılı, halkı birazcık olsun rahat bırakın da, vatandaş yeni yapıtlara istediği ismi koyabilsin!

Alın size demokrasi işte, bunun için didinip durmuyor musunuz?

SON DAKİKA