Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

18 Eylül 2017, Pazartesi

Konutta alarm zilleri çalıyor mu?

Taşınmaz balonunun patlayacağına dair edebiyattan vazgeçtiler sanıyordum. Fena halde yanılmışım...

Evet, IMF'nin (Uluslararası Para Fonu) raporuna göre, konutta alarm zilleri çalıyormuş...

Geçmiş yıllarda konut getirisinde zirvede olan Türkiye şimdilerde dibe vurmuşmuş...

Türkiye konut fiyatıyla gelir düzeyi makasının en çok açıldığı ülkelerden biriymiş...

Benzer şeyleri yani gayrimenkul balonunun patlayacağını muhalif iktisat allameleri de yıllardır seslendirip duruyorlar.

Hani şu "dış borçlar boyumuzu aştı, milletimiz aç sefil, yandık bittik mahvolduk" diye sürekli ağlaşan, kafadan sallayan iktisatçılarımız var ya, onlar.

Ama ne hikmetse bu meret bir türlü patlamıyor.

Onlara göre, memleketimizde haddinden fazla taşınmaz yapılıyormuş, Türkiye bunu kaldıramazmış. Ayrıca konut talebinde azalma söz konuymuş...

Peki bu temcit pilavını ısıtıp ısıtıp niçin önümüze sürüyorlar?

Hükümeti hırpalamak, patronlarına yaranmak için.

Bunlara göre Amerika'da ipotekli taşınmazlar nasıl patladıysa bizde de öyle patlayacakmış. Bu da ekonomik çöküşe yol açacakmış...

Hayır, bizde böyle bir şey olmayacak!

Çünkü memleketimizdeki ipotekli taşınmaz oranı Amerika'ya göre çok düşük seviyededir.

Ayrıca bizde taşınmazlar çok düşük faizle satılmaktadır. Zira bankalar Erdoğan'ın devreye girmesiyle konut kredilerinin faizlerini düşürdüler.

İşin ilginç yanı, on beş yıl önce bankalar kredi vermemek için bir taraflarını yırtarken, şimdi kredi vermek için yırtınıyorlar.

Maşallah ülkemizde sudan ucuza (her bütçeye uygun) taşınmaz satılıyor...

Daha lüks yaşama arzusuyla halkımız (iç ve dış düşmanların oluşturduğu tüm olumsuz koşullara rağmen) hız kesmeden ev almaya devam ediyor...

Kimisi fıstık gibi villa alıyor, kimisi de albenisi yüksek apartman dairesi.

Kimisi sıfır konut alıyor, kimisi de ikinci el.

Daha ne olsun?

Yani taşınmaz sektöründe durgunluk falan söz konusu değil.

Erdoğan sayesinde vatandaşımızın cebi para gördü...

Evet, bugün halkımız on beş yıl öncesine göre çok daha iyi yaşıyor.

Bu gerçekler karşısında her gün "battık, batıyoruz, batacağız edebiyatı" yapmak ahmaklıktır, alçaklıktır, şerefsizliktir...

SON DAKİKA