MERYEM GAYBERİ

MERYEM GAYBERİ

20 Haziran 2017, Salı

Kaç CHP kaç!

Kılıçdaroğlu'nun yürüyüş eylemi bana Forrest Gump filmini anımsattı. Tom Hanks'in oynadığı filmi izleyenler hatırlayacaktır. Koşmayı çok seven Forrest, yarışlara giren ama bazen durmayı unuttuğu için stadın çıkışında "Stop" pankartı ile durdurulur.

Ancak bir gün "Run Forrest run" diye tezarühat yapanların da gazına gelerek hiç durmamacasına ve amaçsızca koşmaya başlar. Günlerce koştuktan sonra da aniden "yoruldum" diyerek durur. Ne niçin koştuğunu ne de niçin durduğunu izah edemez ama çevresindekiler bu koşuya anlam yüklemeye çalışır…

***

Şimdi Kılıçdaroğlu 'adalet' adını verdiği yürüyüşünün amacı ne? CHP milletvekili Enis Berberoğlu'nun "Casusluktan"tutuklanmasına tepki. Peki Berberoğlu'nun bu noktaya getiren süreç nasıl başladı? Berberoğlu'nun, FETÖ'nün, Türkiye'yi uluslararası alanda mahkûm ettirmek için kurguladığı MİT tırları ihanetinin görüntülerini Can Dündar'a vermesi. Bunu da Can Dündar açık açık söyledi. Görüntülerin olduğu flashdiski bir CHP milletvekilinden aldığını söylemesi üzerine o vekilin Berberoğlu olduğu tespit edildi.

***

Dünyanın neresine giderseniz gidin bu yapılan suçtur. Her ülke, devletin sırlarını afişe edenlerden hesap sorar. Berberoğlu'nun, yargıya yardımcı olarak kendisine o görüntüleri kimin verdiğini söylemesi gerekiyor. Bu ortaya çıkarsa kumpasın arkasındakilerin kim olduğu çorap söküğü gibi çözülür.

Ama maksat farklı. Yargı süreci devam etmesine rağmen CHP'nin alelacele 'yürüyüş' kararı alması, sadece Berberoğlu'nun tutuklanmasına yapılan bir "itiraz" değildir. "İkinci Gezi", "Tuz yolu devrimi" gibi lafların dolaşıma sokulması, sokaklara dökülmenin tek 'muhalif' yöntem olduğunun vurgulanması, sayın Bahçeli'nin dediği gibi yürüyüşün "kurgulanmış bir proje" olduğunu akıllara getiriyor.

***

AK Parti iktidarının ilk yıllarından bu yana CHP hep siyaset dışına kaçarak 'muhalefet' etmeyi seçti.Hükümet özelleştirmelere başlayınca CHP, "Ülkeyi satıyorlar, peşkeş çekiyorlar" dedi. En küçük alternatif bir öneri getirmedi.

Seçimlerde mağlup olunca "Hile yaptılar" deyip Meclis'i boykot etme kararı aldı ama mecburen iki gün sonra geri döndü. CHP Çözüm Süreci'ne, "Teröristlerle anlaşıyorlar, ülkeyi bölüyorlar" diye karşı çıktı. Yine en küçük bir alternatif öneri, herhangi bir proje sunmadı.

PKK Çözüm masasını devirince, terörle mücadele bayrağının yükseltilmesi, sınır ötesi operasyonlar, Fırat Kalkanı Harekatı başlayınca bu kez "Sürekli şehit haberi geliyor" diye tepki gösterdiler. Kılıçdaroğlu, Gezi kalkışmasında yüzlerce aracı ve işyerini yakıp yıkan vandallara destek çıkıp "Alınlarından öpüyorum" dedi.

Anayasa'nın değişmesi noktasında uzlaşılan 60 maddenin uygulamaya geçmesine de CHP "Hayır" dedi. CHP, en son 16 Nisan referandumundan önce iktidar tarafından defalarca kendisine "Siz de kendi Anayasa ve yönetim sistemi önerinizi getirin" denmesine rağmen hiçbir siyasi proje sunmadı.

***

Yani CHP hep siyaset dışına kaçtı ve halen kaçıyor. Bu bir 'yürüyüş' veya koşu değil, hızla siyasal alanın dışına kaçış! Hukuki süreç devam ederken, CHP'deki parti içi muhalefet kazan kaldırmışken Kılıçdaroğlu yine işin kolayına kaçtı maalesef. Yine seçim mağlubiyeti veya Kılıçdaroğlu'nun partinin başından ayrılması değil Kılıçdaroğlu'nun 'şovunu' konuşuyoruz.

Kılıçdaroğlu, hiçbir siyasi proje üretmeden, çözüm önerisi sunmadan Ankara'dan İstanbul'a doğru yürüyüş başlattı.

Ve yine meşru siyasetin içinde değil, izinsiz, illegal bir yürüyüşle hızla siyasetin dışına kaçarak…

SON DAKİKA