Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

14 Temmuz 2014, Pazartesi

İsrail Gazze'ye girecek mi?

Kanlı süreç 23 Nisan'da Filistinli grupların milli mutabakata varmasıyla başladı. El Fetih ile Hamas'ın uzlaşı hükümetini kurmalarının hemen ardından da İsrail saldırıları geldi.

Ekonomik yaptırımların yanı sıra İsrail, 12 Haziran'da Batı Şeria'da kaybolan 3 Yahudi genci bulma gerekçesiyle Hamas'ın Batı Şeria'daki yöneticilerine operasyon üstüne operasyon düzenledi. 3 hafta boyunca yaklaşık 700 kişi tutuklandı. İsrail cezaevlerindeki Filistinli esir sayısı 5100'ken birkaç hafta içerisinde 6 bine yaklaştı.

12 Haziran'dan beri aranan yerleşimci gençlerin cesetlerinin bulunması, süreci bambaşka bir boyuta getirdi. İsrail medyasındaki yoğun propaganda silahlı yerleşimcilerin saldırılarına zemin hazırlıyordu. Kudüs sokaklarında aşırı sağcı grupların 'Araplara Ölüm' sloganları atıp, intikam çağrıları yapmasıyla Batı Şeria ve Kudüs'te yerleşimciler Filistinli avına çıktı. Kudüs'ün Shufat semtinde yaşayan 16 yaşındaki Muhammed Ebu Hudayr kaçırıldıktan sonra yakılarak katledildi. Aynı günlerde çok sayıda Filistinli çocuğun yerleşimciler tarafından kaçırıldığı ihbarları geldi.

Bu kez Filistinliler ayaklandı. Katliama tepki yüksek sesliydi, Kudüs sokaklarında bir anda intifada manzaraları yaşandı. Giderek artan işgal, baskı, kanlı saldırılar üçüncü intifada kartını gündeme getirdi. Bir çok Filistinli İsrail'e işgal konusunda geri adım attırmanın tek yolunun intifada olduğunu düşünüyordu. 16 yaşındaki Muhammed Hudayr'in katliamına 14 yaşındaki kuzeni Tarık Ebu Hudayr'in İsrail polisleri tarafından öldüresiye dövülmesi de sokaktaki intifada atmosferinin tuzu biberi olmuştu.

İntifada bu sıkışmışlık ve çaresizlik ortamında bir çok Filistinli için çıkış noktası olarak görülüyordu. Çünkü artık kaybedecek çok bir şey kalmamışken intifada ile İsrail'e karşı bir Arap Baharı başlatabilmek önemli bir hamle olacaktı. Ancak sokaktaki o kıvılcımın bir mücadeleye dönüşebilmesi için tüm Filistinli silahlı grupların ortak hareketi de şarttı. Hamas ve İslami Cihat bu noktada birleşirken Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın liderliğindeki El Fetih Örgütü sessiz kalmayı tercih etti.

Tam bu aşamada İsrail Gazze'ye yönelik hava saldırılarını başlattı. 12 Haziran'da kaçırılıp cesetleri bulunan 3 Yahudi gencin Hamas tarafından infaz edildiğini savunan İsrail Batı Şeria'da Hamas'a yönelik gerçekleştirdiği saldırıları Gazze'ye taşıdı. Operasyonun amacı Yahudi gençlerin ölümünden sorumlu tutulan Hamas'ın Gazze'deki komutanlarının ortadan kaldırılmasıydı.

Oysa Hamas 3 yahudi genç cinayetini reddetti hatta 'biz yapsak yaptık deriz' dedi. Çünkü Hamas daha önce 2006'da İsrail askeri Gilad Şalit'i kaçırmış ve bunu İsrail'e karşı yıllarca kullanmış, 2011 Ekim ayında da tarihi bir takas anlaşmasıyla serbest bırakarak tam 1027 Filistinli esirin özgür kalmasını sağlamıştı.

Gelinen noktada Gazze kan gölüne döndü. Ancak Hamas geri adım atmadığı gibi İsrail'e geri adım attırmak hedefiyle sert misillemelere başladı. Hamas'ın misillemeleri ilk kez bu kadar İsrail'in canını acıtır cinsten oldu. Çünkü Gazze'den atılan roketler en kuzeydeki Hayfa kentine kadar ulaştı.

İsrail kentlerinde roket alarmı verilirken hayat bir çok yerde bir çok kez durma noktasına geldi. Filistinliler İsrail bombalarıyla can veren şehitlerini gururla omuzlarda taşıyıp son yolculuklarına uğurlarken, İsrailliler roket ve siren sesleri arasında, korku ve panik içerisinde, kaçacak sığınak aramaya başladı. Tel Aviv Havalimanında bile sığınaklar hazır hale getirildi.

İsraillilerin psikolojisi bozulurken Gazze'de her gün düzinelerce şehit cenazesi kaldırılıyordu. Üstelik İsrail, Demir Kubbe adındaki füze savunma sistemiyle Gazze'den fırlatılan roketlerin yüzde 90'ını havada imha ediyor ama geri kalan yüzde 10'luk roketler boş alanlara düşüp, kimsenin ölümüne neden olmasa da İsrail'de büyük bir korkuya neden oluyordu.

İşte bu aşamada İsrail devreye Kara Operasyonu planını soktu. Tanlar Gazze sınırına konuşlandırıldı, dünyaya kara operasyonunun her an başlayabileceği duyuruldu. Ancak zaten Hamas'ın da istediği buydu yani İsrail askerlerinin Gazze topraklarına girmesi çünkü en son 2009 Ocak ayında girmişler ve pişman olmuşlardı. Gazze bugüne kadar çok operasyon gördü ama İsrail 2012 Kasım'daki katliamlar sırasında Gazze'ye girmeye cesaret edememişti.

Şimdi İsrail kara operasyonu söylemiyle Hamas'a geri adım attırmaya çalışıyor. Komandolar kısa süreli kara operasyonlarına başladılar bile. Ancak 2009'daki gibi bir kara saldırısı yapma ihtimalleri çok yüksek değil. Sürekli dillendirseler de buna çok da niyetli değiller çünkü içerde nelerle karşılaşacaklarını bilmiyorlar. Hamas'ın olası kara savaşında İsrail askerlerine karşı koyma ihtimali yüksek.

SON DAKİKA