Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

03 Kasım 2014, Pazartesi

Kobani Suriye değil terör de sadece IŞİD değil

Amerika'nın IŞİD'a karşı mücadele için oluşturduğu koalisyon üzerine düşeni yapıyor. Ama IŞİD sadece Kobani'de değil, sadece Suriye'de de değil aynı zamanda Irak'ta da faal durumda. Uluslararası koalisyon kurulsa da Irak içerisinde bir koalisyon henüz sağlanamadı.

Koalisyondan kasıt mevcut hükümet değil. Irak'ta Nisan ayında yapılan seçim sonrası Maliki'nin yerine İbadi Başbakanlığında bir koalisyon hükümeti kuruldu. ABD'nin baskısıyla o kadar apar topar oluşturuldu ki iki önemli bakanlık kabineye bir ay sonra dahil edilebildi.

Dünyanın gözü sadece Kobani'de. Cumhurbaşkanı Erdoğan her fırsatta Kobani vurgusu yapıyor. Nedir önemi diye? Zira Kobani, Halep'in 9 ilçesinden biri ve sınırları içerisinde sivil halk neredeyse hiç yok.

Bir buçuk ayı aşkın süredir bombardıman ve çatışma devam ediyor. İçerde PYD ile IŞİD'in militanları vardı. Şimdi Peşmerge ile Özgür Suriye Ordusu da girdi.

Erdoğan'ın söylediği gibi herkes Kobani'ye dikkat kesilmişken Halep'in diğer 8 ilçesi ve Suriye'nin diğer kentleri Esat rejiminin katliamlarına hedef oluyor.

Aynı şekilde Irak'ta hem kuzeyde hem de Bağdat çevresinde sünniler hedef alınıyor.

Peşmerge, Türkiye'nin sınırını açmasıyla Kobani'ye girdi. Davullu zurnalı gidiş, Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin lideri olan Mesut Barzani'nin PYD'ye bir mesajıydı.

Çünkü PYD, Kobani'de veya Suriye'nin diğer Kürt bölgelerinde kendi çatısında olmayan Kürt grupları barındırmıyordu. Talepleri sadece PKK koridoru ve silahtan ibaretti. Ankara, bu tezgaha gelmedi ve koridoru Peşmgeryle sınırlı tuttu.

Bu sayede Barzani, Dohuk anlaşmasının ardından Kobani'ye askerini sokarak, bölge Kürtleri üzerindeki liderlik mücadelesinde PYD'ye karşı öne geçmiş oldu.
Gelelim Irak meselesine. PYD'ye Kobani'de üstünlük kuran Barzani'nin KDP'si, Irak'taki Şii Başbakan İbadi önderliğindeki hükümetten bir darbe yedi. Hükümet Kuzey Irak'taki Bölgesel Yönetimin kendi başına karar almasını önleyen bir yasa tasarısı getirdi meclise.

Yasa tasarısı zaten gergin olan Erbil-Bağdat hattında tansiyonu iyice doruğa çıkardı. Eğer kabul edilirse Erbil, Bağdat'tan izinsiz tek bir adım bile atamayacak.

Erdoğan'ın vurgu yaptığı Irak'taki IŞİD faaliyetlerinin en büyük nedenlerinden biri Bağdat hükümetinin teröre karşı yetersiz kalmasıydı. Haziran'da Musul'un bir gecede düşmesinin ana nedeni de merkez hükümeti bağlı ordunun "IŞİD geliyor" korkusuyla silahlarını bile bırakıp kaçmasıydı.

Bugün her ne kadar Irak ordusu, IŞİD'a yönelik 7-24 operasyon halinde olsa bile örgütün katliamları devam ediyor. Son olarak Enbar'da biat etmeyen 300 sünni katledildi.

Aynı şekilde Peşmerge de her ne kadar Erbil çevresinde IŞİD'a karşı operasyon yapsa da, ABD'nin engellemesi olmasa örgüt bugün Erbil'i de almış olacaktı. Yani Peşmerge de yetersiz.

Irak'ta mevcut siyasi kriz devam edecek görünüyor. Oradaki tutarsızlık sürdükçe ve ciddi bir birlik sağlanamadıkça da Irak'ta IŞİD'ın kökü asla kazınamaz.

Benzer durum Suriye içinde geçerli. Suriye sadece Kobani'den ibaret değil. Suriye'deki terör de sadece IŞİD'dan ibaret değil. Kobani dışındaki kentlerde katliamlar oluyor. O katliamları da Şam yönetimi gerçekleştiriyor.

Bugün Şam rejiminin önü alınmadığı sürece Suriye'deki IŞİD kaosunu da bitirmek mümkün olmayacaktır. IŞİD bitse başka bir isim altında yeni terör örgütleri türeyecektir.

Çünkü IŞİD'in bölgedeki gelişiminin en büyük ana nedeni Suriye'deki iç savaş ve Irak'taki mevcut siyasi krizdir. Bu iki ülke de terör unsurlarını içerisinde barındıracak ve büyütecek potansiyele sahiplerdi. Ve nitekim terör ikisinin topraklarında da gelişerek büyüdü ve bu noktaya geldi.

SON DAKİKA