Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

30 Aralık 2014, Salı

Batı'nın İslam düşmanlığı

Alman polisi, Hamburg'da çadır yıkıp, olağanüstü hal ilan ederken, Dresden'de Neo Nazilerin ırkçı gösterilerine neden sessiz kalıyor?

11 Eylül saldırıları, Afganistan işgali, Irak işgali, El Kaide, Arap Baharı, Mısır darbesi, Suriye iç savaşı ve IŞİD.

Batı, 2001'den bu yana Ortadoğu'yu dizayn etmeye çalışıyor. Bunu yaparken bir elleri de Batı'da. Oradaki Müslümanlarda.

IŞİD'la pompalanan korku Ortadoğu'yla sınırlı değil. IŞİD sadece Suriye ve Irak'ta terör estirmiyor görevi sadece Türkiye'yi zan altında bırakmak değil.

Bizim topraklarımızda ortaya çıkardığı manzara, Avrupa'dan nasıl görülüyor? Bugün Almanya'da ırkçıların islam karşıtı gösterileri, Avrupa başkentlerinde yakılan camiler, Müslümanlara uygulanan baskılar, hepsi bu tarz hareketlerin eseri.

Evet IŞİD, Ortadoğu'da terör estiriyor, Avrupa'daki yansıması ise İslamifobia olarak karşımıza çıkıyor. Buraya kadar her şey bir terör örgütünün icraatlarının doğal sonucu.

IŞİD bahanesiyle Almanya'da 3-4 aydır hortlayan İslam karşıtı gösteriler artık Neo-Nazilerin ırkçı eylemleriyle bütünleşti.

IŞİD bahanesiyle yeniden yayılan İslam karşıtı düşünce Almanya'da, Avusturya'da, İsveç'te camilere yönelik saldırıları beraberinde getirdi.

Peki tam bu noktada sormak gerekiyor, sizin polisiniz nerede? İstihbaratınız nerede? diye.

Hani Avrupa ırkçılığa müsaade etmez, insan haklarına, inanç özgürlüklerine saygılıydı? IŞİD'i ortaya çıkarıp, Avrupa'daki her Müslümana IŞİD yaftası yapıştırıp, ırkçıları onların üzerine salmak, tüm bunları yaparken sessiz kalmak neyin göstergesi acaba?

Daha iyi anlaşılsın diye şöyle özetleyelim. 2011'de Londra'da polis şiddetiyle başlayan eylemler İngiliz polisinin şiddetiyle bastırıldı.

2013'te Hamburg'da bir kültür merkezinin kapatılmasıyla patlak veren gösteriler, Alman polisinin uyguladığı şiddetle bastırıldı, hatta bölgede olağanüstü hal ilan edildi.

İsveç'te geçtiğimiz 1 Mayıs günü sol görüşlü grupların gösterilerine sağcılar tepki verince, Stockholm polisi devreye girdi, caddenin ortasındaki sağ-sol kavgasını coplarla bastırdı.

Amerika'da polislerin siyahi bir genci öldürmesiyle başlayan halk ayaklanması, polislerin yine siyahileri öldürmeye devam etmesiyle bastırıldı.

O halde Alman polisi, Dresden kentinde ırkçıların Müslümanlara saldırı içeren "defolun" sloganlarıyla gerçekleştirdiği eylemlere neden sessiz kalıyor?

Her şeyi duyup, dinleyen Alman istihbaratı, ırkçı grupların yayılmasına nasıl ve neden müsaade ediyor?

Ya da camilerin yakılması, camilere çeşitli saldırılar düzenlenmesi neden faili meçhul olarak kayıtlara geçiyor?

Aylardır İngiliz gazetelerinin manşetlerinde hep IŞİD korkusu pompalandı. Bunun doğal sonucu olarak Avrupa'da islam karşıtlığının hortlayabileceği neden hesaplanmadı?

Yoksa bugün gelinen nokta her şeyin bir hesap-kitap üzerine kurulu olduğunun göstergesi mi acaba?

SON DAKİKA