Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

27 Nisan 2015, Pazartesi

Hepsinin tarihi de bugünü de katliamlarla dolu

Soykırım diye tutturan ülkelerin yakın tarihine göz atın, soykırımdan sürgüne, katliamdan tehcire nelerin altına imza atmışlar. Hatta yakın tarihi bırakın bugüne bakın, daha geçen hafta gözlerinin önünde boğularak ölen 800 mülteciyi kurtarmak için kıllarını bile kıpırdatmadılar.
18 Mayıs 1944'de 200 bin Kırım Türk'üne yönelik kanlı sürgün operasyonun altında Rus imzası vardı. Tıpkı Afganlara ve Çeçenlere yaptıkları gibi tıpkı Suriye'de 200 binden fazla Müslümanın katledilmesine destek sağladıkları gibi.
Cezayir'deki Müslüman soykırımında Fransız imzası vardı, Avrupa Bosna'da Sırplar soykırım yaparken sadece izlemekle yetindi.
Amerika'nın 2001'deki Afganistan ile 2003'teki Irak işgalini daha üst bir kategoride ele almak lazım. Zira o iki ülkenin işgali sadece o tarihte öldürülen on binlerce Müslümanın katledilmesiyle sınırlı kalmadı.
Amerika o işgallerle hem katliam yaptı hem de bugüne kadar uzanan ve hala devam eden bir katliam zincirinin önünü açtı.
Geçen hafta 800 göçmen Akdeniz'de boğularak can verdi. Avrupa'nın umurunda bile olmadı. Avrupa'da ölüme terkedilen göçmenler de Amerika'nın önünü açtığı o zincirin bir parçası.
Zincirin diğer ucu Suriye'de, Avrupa ve Amerika'nın Esat'la, DAİŞ'in katliamlarına göz yumduğu Suriye. 2011'den beri bırakın müdahale etmeyi aksine ateşe odun atıp, benzin döküp daha da fazla Müslümanın ölmesine sebep oldular.
Mesele Türkiye olunca Ermeni iddialarını "soykırım" diye haykıran Batı, madem insan canı üzerinde bu kadar hassas o zaman neden Suriye'deki katliamları durdurmaya çalışan Türkiye'ye "dur" dedi.
Tamam Rusya ile Çin veto edince BM Güvenlik Konseyi hareket edemiyor o zaman Ankara'nın tampon bölge planına niye karşı çıktılar. En azından Esat'ın hava sahası daraltılır, muhaliflerin karada aldıkları şehirler Şam rejiminin uçakları tarafından bombalanmazdı.
Bugün Gazze'de 2 milyon Filistinli "ölüme terk" pozisyonundalar. 2 yılda bir İsrail'in haftalar süren saldırılarında 3'er, 5'er bini öldürülüyor, sağ kalanlar ise başlarını sokacak ev olmadan, karınlarını doyuracak ekmek bulamadan ölüme direniyor.
Gelelim İsrail'in, on binlerce Filistinliyi katlederken, Ermeni iddialarına sessiz kalmasına. İsrail'in soykırım iftira kampanyasına katılmamasının tek sebebi var, o da Filistinlilere yaptıklarının verdiği utanç değil aksine Siyonist politika icabı karşılar çünkü dünyada tek soykırımın Yahudilere yapıldığını savunuyor ve bu konuda rakip istemiyorlar.
İşte manzara bu Amerika'dan Avrupa'ya, Rusya'dan İsrail'e, bir harita çizdik, hepsinde Müslüman kanı var, Müslüman kanı üzerinden güdülen bir siyaset var, Ermenileri falan düşündüklerinden değil, asıl amacı Türkiye'yi itibarsızlaştırmak olan bir baskı politikaları var.
Seçime gidiyoruz bu saydığımız ülkeler Türkiye'ye bunu yapar, daha fazlasını da yapar da, bizim kendi içimizdekiler bu linç kampanyasına nasıl alet olur, işte bunun pek de akıllıca bir izahı yok.
Geride bıraktığımız hafta boyu "Putin de soykırım dedi" diye sevinenleri gördük, "El Kaide'yi, DAİŞ'i desteklersen Batı ağzının payını verir" diyenleri duyduk.
O zihniyet, bir terör örgütü, devletin savcısını şehit edince, terörü destekledi, "Erdoğan'ın savcısı diyenler" oldu, hatta terör örgütünü boşa çıkarıp, bizzat hükümeti suçlayanlar oldu.
Ama bu Ermeni meselesi, 100 yıllık hadise, bu Erdoğan'ın ya da Ak Parti'nin davası değil ki yüzde yüz milli bir mesele.

SON DAKİKA