Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

18 Eylül 2017, Pazartesi

Avrupa'da yargı, PKK'yı aklıyor

AB için resmen terör örgütü konumundalar. Almanya ve Belçika için de öyle.
Ama Almanya'da Köln kentinde emniyet ve belediye izniyle sözde "Kürt festivali" adı altında PKK terör propagandasına izin verildi.

Garip bir gelişme değil. Çünkü Almanya'da sadece Köln değil Berlin başta olmak üzere bir çok şehirde PKK'lılar gönül rahatlığıyla terör propagandası yapıyorlar, Alman polisi yasak olmasına rağmen PKK paçavralarının, elebaşı posterlerinin sokaklarda sergilenmesine müsaade ediyor hatta teröristlere eskortluk yapıyor.

Geçen hafta Hollanda'nın başkenti Amsterdam ile İngiltere'nin başkenti Londra'da da PKK'lı teröristlerin gösterileri vardı, izinle yapıldı, polisler teröristleri koruma çemberine aldı.

Almanya'da yargı terörle mücadelenin tanımını yaparken DAEŞ ve El Kaide terör örgütlerini, ilk hedef olarak belirliyor. PKK konusunda ise yargı siyasilerle istişare ediyor.

Almanlar buna istişare diyor ama aslına bakarsanız siyasetin direk yargıya müdahalesi olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü bir mahkeme, PKK'lı bir teröristi yargılarken, terör örgütünün yapılanmasına bakıyor, kağıt üzerinde PKK Almanya için bir terör örgütü. Bu resmi kayıt, o mahkemenin o PKK'lıya direk terörist muamelesi yapmasını gerektiriyor. Ancak öyle olmuyor.
Tam bu aşamada devreye siyasiler girebiliyor. Başsavcılık, eyalet içişleri bakanı, Dışişleri Bakanının o anki siyasi atmosfere göre verdikleri yorumlardan hareketle PKK bir anda "terör örgütü" kapsamından çıkarılıyor, "özgürlük mücadelesi veren örgüt" olarak isimlendiriliyor.

Yani devletin resmi duruşu "PKK bir terör örgütü" dese de devlet duruma göre bu fikrini değiştirip, mahkemeye "hayır terör örgütü değilmiş" dedirtebiliyor.

ABD'nin Suriye ve Irak'ta DAEŞ üzerinden yürüttüğü PKK'yı aklama planı da Avrupa'da etkin bir hale gelmiş durumda.
2 yıl önce Hamburg'da bir mahkemede yargılanan PKK'lı terörist, siyasilerin devreye girmesiyle, "bu adam PKK'lı ama PKK DAEŞ terör örgütüyle mücadele ediyor" denilerek, cezai indirimden faydalanmıştı.

Almanlar buna "bağımsız yargı" diyor, PKK terör örgütü için bağımsız bir yargı demek daha doğru aslında.

Bu durumun bir farklı örneğini geçen hafta Belçika'da gördük.
PKK'lı teröristlere AB karargahı önünde çadır kurduran, Avrupa Parlamentosunda terör sergisi açtıran Belçika'nın resmi kayıtları da PKK'yı bir terör örgütü olarak tanımlıyor.
Ama Belçika devleti de tıpkı Alman devleti gibi bağımsız yargıya söz geçiremiyor!

2 elebaşının aralarında bulunduğu 36 PKK teröristinin yargılandığı davada geçen yıl takipsizlik kararı verilmişti. O karar bir üst mahkeme tarafından onandı.
Bu ne anlama geliyor?
Belçika devleti PKK'yı terör örgütü olarak görse de bağımsız Belçika yargısı öyle görmeyebiliyor, PKK'lı teröristler hakkında açılan davaları, terörle mücadele kapsamından çıkarmış oluveriyorlar.

SON DAKİKA